• If this is your first visit, be sure to check out the FAQ by clicking the link above. You may have to register before you can post: click the register link above to proceed. To start viewing messages, select the forum that you want to visit from the selection below.

Duyuru

Gizle
No announcement yet.

Safari Vahşi hayat

Gizle
X
 
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Sil
new posts

  • Safari Vahşi hayat

    National Geographic'in usta araştırmacıları, bazı hayvanların neden çift renge ve şeritlere sahip olduğunu incelediler. Elde edilen sonuçlar şaşırtıcı.
    Hayvanlar zekidir. Bir çeşit zırh olan kürklerini gerekli zamanlar haricinde asla devre dışı bırakmazlar.

    Yine de akıllara su şoru geliyor: Kürk veya tüylerin altında, özellikle büyük kediler ve zebralar neden moda şovlarından kaçmış gibi gözüküyor?

    Kısa cevap şu: Bu, kürkü taşıyan hayvana bağlı!

    Tüm memeli kürk yapıları melanosit hücreleri tarafından yönlendirilir ve doğaya uyum sağlayacak biçimde şekillendirilir. Alabama Huntsville'deki Hudson Alpha Biyoteknoloji Enstitüsü'nden genetik uzmanı Greg Barsh konuyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Zebralarda niye şeritler var? Çitalar ve zürafaların özelliği ne?

    Barsh örnek olarak vahşi kedileri, vahşi köpekleri, atları, zebraları ve çitaları gösteriyor: "Çizgilerin belirgin olduğu hayvanlar aslında doğanın bir mucizesi.”

    Bilinenin aksine çitalar, büyük kedilere oranla farklı özellikler taşır ve bu nedenle farklı cilt pigmentlerine sahiptirler. Koştuklarında adeta bir renk illüzyonu yaratırlar.

    Örneğin zebra cildi siyah-beyaz çizgili katlarının altında siyahtır. Zürafa cildi, uzaktan bakıldığında tek renk gözükür. Zürafaya yaklaştıkça farkı ayırt edebilirsiniz. Zira zürafalar, çizgileri bir çeşit kamuflaj olarak kullanır. Zürafalar, saldırganlara karşı bu şekilde evrimleşmiştir.



    Bazı primatların mavi renkli üreme organları vardır: Bazı maymun türleri mandril, vervek, talapoin ve lezula bu ilginç özelliğe sahiptirler. Mavi pigmentlerin “amacı” tam olarak anlaşılmamış olsa da, genellikle cinselliği ve karşı cinsi kendisine kolayca çekmeyi temsil eder. Mandrel türünde mavi renk toplumsal statünün bir yansımasıdır.

    Babunlar doğduğunda elleri, kulakları ve burunları pembe renge sahiptir. Geliştiklerinde ise bu bölgeler tüylerle kaplanır ve tehditlere karşı hazır hale gelir. Kürkleri ne kadar kalınsa, babunlar o kadar fazla güç temsil eder.
  • #2

    Memeliler, hayvanlar aleminin insanların da içersinde olduğu, omurgalıların en evrimleşmiş grubudur.

    Dünyada yaklaşık 4500 memeli türü bulunmaktadır. Bunların 200 kadarı Avrupa’da görülebilir, Türkiye ise tek başına yaklaşık 170 memeli türü yaşamaktadır. Bazı memeli türleri insanlar tarafından evcilleştirilmiştir ve yabani türleri ortadan kalkmış veya çok az kalmıştır. (İnek, at, koyun gibi.) Memeliler çift ve karmaşık dolaşım sistemine sahip, sabit vücut sıcaklığına sahip hayvanlardır. Vücutları genellikle kıllarla kaplıdır. Genç bireyler anne sütü ile beslenirler. Genellikle dört bacaklıdırlar. Solunumda diyafram kullanırlar. Alt çeneleri bir çift kemikten oluşmuş ve orta kulaktaki kemikler üç parçalı olup kulak zarı ve iç kulakla bağıntılıdır. Hemen hepsinde yedi boyun omuru bulunur.

    Memeliler, sıcak kanlı canlılardır. Yani vücut sıcaklıkları gelilinin çevre koşullarından bağımsızdır. Bu ısı yalıtkanlığını sağlamak için ise toplam ürettikleri enerjinin % 80’ini tüketirler.

    Vücutları tüylerle örtülüdür bu doku bazı türlerde dikenli bir hal alabilir (mesela kirpi) veya azalıp neredeyse pürüzsüz hale gelebili örneğin insan, yunus ve balinalarda olduğu gibi. Memeliler doğurarak çoğalırlar.

    Yavru memeliler, genel olarak belirli bir gelişim evresini tamamlayıncaya kadar annelerinin karnında taşınırlar. Doğum sırasında yavrunun gelişmişliği memeli türüne göre değişkenlik gösterir. Kör ve genelde çıplak doğan ve bazen yıllarca annesi tarafından yetiştirilen memeli türleri olduğu gibi, doğumun ardından kısa süre içinde koşmaya veya yüzmeye başlayan memeli türleri de vardır. Ancak memeli yavruların belirli bir süre anne tarafından bakılması gerekir. Dişi memeli, yavrusunu bebeğin gelişimi için gerekli bileşenleri içeren zengin içerikli sütü ile beslerler.

    Memelilerin vücut büyüklükleri değişkendir. En küçük memeli, bir böcekçil olan Yabanarısı yarasası ( ortalama 3 cm, 1 gr) en büyük memeli ise Mavi balina’dır (ortalama 35 m, 120 ton). Memeli vücudu, sıcak ya da soğuk iklim koşulları ile mücadele için de farklı özelliklere sahiptir. Karasal memeliler için kalın bir kış kürkü, deniz memelileri için deri altında kalın bir yağ tabakası ya da yağlanmış bir kürke sahiptirler. Bazı memeliler de kış uykusuna yatarak, bu dönemi enerjiden tasarruf ederek geçirir ( mesela ayılar). Yiyeceğin bol olduğu dönemde vücudunda depoladığı fazladan kalorileri, yiyeceğin az olduğu bu dönemde uyku durumunda iken yakar. Bu durum gerçek bir kış uykusu halini de alabilir (yediuyurlar ya da yarasalarda olduğu gibi) yani bu süre içinde canlılar, yaşamsal faaliyetlerini ve vücut sıcaklıklarını minimuma indirirler.

    Yorum yap

    • #3

      Acı balık - Rhodeus. (Balık cinsi) Ada tavşanı - Leporidae. (Tavşan familyası) Addaks - Addax nasomacululatus. (Memeli türü) Adımlayıcıyarımkanatlıgiller (Böcek familyası) Afgan tazısı (Köpek türü) Afrika çakır kuşu - Accipiter tachiro. (Kuş türü) Afrika mavi bıldırcını - Coturnix adansonii. (Kuş türü) Afrika yaban kedisi - Felis silvestris lybica. (Kedi alt türü) (Kedigiller) Afrika yaban köpeği - Lycaon pictus. (Köpek türü) Aguti - Dasyprocta. (Kemirici cinsi) Ağaç arısı - (Böcek türleri) Ağaç kurbağası - Hylidae. (Kurbağa familyası) Ağaç yılanı - Colibridae. (Yılan familyası) Ağaçkakan - Picidae. (Kuş familyası) Ağaç kırlangıcı - Artamidae. (Kuş familyası) Ağaç sivrifaresi - Tupaiidae. (Memeli familyası) Ağaç tavuğu - Cracidae. (Kuş familyası) Ağaç tırmaşık kuşu - Dendrocolaptidae. (Kuş familyası) Ağustos böceği - Cicadidae. (Böcek familyası) Ahtapot - Octopus. (Yumuşakça cinsi) Airedale teryesi (Köpek türü) Ak ayaklı fare - Peromyscus. (Fare cinsi) Ak balina - Delphinapterus. (Balina türü) Ak dağ keçisi - Oreanos americanus. (Keçi türü) Ak kuyruklu geyik - Odocoileus virginianus. (Geyik türü) Akbaba - Aegypiinae. (Kuş alt familyası) Akbalık - Leuciscus cephalus. (Balık türü) Akciğer kılkurdu - ****strongyloidea. (Asalak kurtları üst familyası) Akciğerli balık - Dipnoi. (Balık takımı) Akciğerli salyangoz - Pumonata. (Salyangoz alt sınıfı) Akgerdan - (Kuş türleri) Akgöz - Zosterons. (Kuş cinsi) Akita (Köpek türü) Ak kelebek - Pieridae. (Kelebek familyası) Akrep - Scorpionida. (Örümcek takımı) Ak sinek - Aleurodidae. (Böcek takımı) Ak sungur - Falco rusticolus. (Kuş türü) Akuçi - Myoprocta. (Kemirici türü) Al yanaklı şebek - Macaca mulatta. (Şebek türü) Alabalık - Salmonidae. (Balık familyası) Alaca baykuş - Strix aluco. (Kuş türü) Alaca köpekbalığı - Orectolobidae. (Balık familyası) Ala geyik - Dama dama. (Kuş türü) Alakarga - Garrulus glandarius. (Kuş türü) Alamecek - Rhodopechys sanguinea. (Kuş türü) Alaska karabalığı - Dallia pectoralis. (Kuş türü) Alaska malamutesi (Köpek türü) Alaycı kuş - Mimidae. (Kuş familyası) Alligator - (iki sürüngen türü) Alman kısa tüylü puanteri - (Köpek türü) Alman telsi tüylü puanteri - (Köpek türü) Altınbaş kefal - Liza aurata. (Balık türü) Amerika siyah ayısı - Ursus americanus. (Memeli türü) Anadolu parsı - Panthera pardus tulliana. (Memeli türü) And kondoru - Vultur gryphus. (Kuş türü) Angora tavşanı - (Memeli türü) Antilop - Bovidae. (Boynuzlugiller familyası) Arap kekliği - Alectoris melanocephala. (Kuş türü) Arı - Apoidea. (Böcek takımı) Aslan - Panthera leo. (Memeli türü) Asya mavi bıldırcını - Coturnix chinensis. (Kuş türü) Asya siyah ayısı - Ursus thibetanus. (Memeli türü) At - Equus caballus. (Memeli türü) Atmaca - Accipiter. (Kuş türü) Avustralya yaban köpeği - Canis lupus dingo. (Köpek türü) Ay balığı - Mola mola. (Balık türü)

      Yorum yap

      • #4

        Dinozorlar Neden İki Ayak Üstünde Duruyordu?
        Bir bina büyüklüğündeki dev canlılar, dinozorların neden ve nasıl iki ayak üzerinde yürümeyi öğrendiği Alberta Üniversitesi tarafından araştırıldı.
        Bilim kurgu filmlerinden, tarih sayfalarından ya da inanılmaz masallardan bildiğimiz ancak bugüne kadar hiç görmediğimiz dinazorlarla ilgili karşımıza çıkan her şeyde genellikle o dev canlıların iki ayak üzerinde durduğunu görüyoruz. Peki neredeyse bir bina kadar büyük olan bu dinazorlar iki ayak üzerinde durmayı neden ve nasıl öğrendi?

        Alberta Üniversitesi'nin yaptığı araştırmalara göre dört bacaklı dinazorların kuyruğunde yer alan ve arka bacaklara güç veren kaslar sayesinde ilk nesil dinazorlar, avlarını yakalamak için iki ayaklarını kullanmaya ihtiyaç duyarak iki ayak üzerinde yürümeyi denedi. Bu denemeler bir süre sonra dinazorların evrim geçirmesine neden oldu. Bu evrimle birlikte dinazorlar, bir süre sonra ihtiyaçlarından ötürü de kendilerini geliştirerek iki ayak üzerinde normal bir şekilde hareket edebilmeye başladı.

        Bununla birlikte dinazorların büyük bir çoğunluğu iki ayak üzerinde yürüyordu. Özellikle avlanmaya ihtiyaç duyan dinazorlar, tıpkı bir insan gibi iki ayağı üstünde hareket ederek diğer ayaklarını el gibi kullandı.

        Yorum yap

        • #5

          Dünyadaki hayatın başlangıcı olarak kabul edilen okyanuslar, yepyeni bir sırra daha öncülük ediyor. Gagalı balinalar, bildiğimiz pek çok şeyi değiştirecek türden. Gagalı balinalara ait bir video, haberimizde önemli bir yere sahip.
          Uzay araçlarınıın Pluto'nun buz dağlarını görmemize izin verdiği bir dönemde, yaşayan bir gerçek bir gagalı balinanın videosunun geçen yıl çekildiğini öğrenmek şaşırtıcı gelebilir. Ancak hayatın başladığı yer olan okyanus sayısız gizemle dolu.

          Araştırmacı Dee Allen "Son on yılda balina türleri ile eşsiz bilgiler edindik. Yine de edindiğimiz verilerin yeterli olduğunu da söyleyemeyiz.†ifadelerini kullanıyor.


          O kadarki çok kısa süre öncesine kadar bilim insanları gagalı balinaların renginden bile habersizdir. Saptanan bilgiler ilginç: Gerçek gagalı balinalar ölümlerinden sonra beyaz işaretlerini çabucak kaybeder.

          Bunun gibi araştırmalar kayda değer önem taşıyor zira gagalı balinaları incelemek, hayatın doğduğu okyanusun sırlarını ortaya çıkartmak anlamını taşıyor.



          Hayatım kendisini daha fazla araştırmanın bir yolunu bulamazsak, bu çalışmanın gen analizini kullanarak, gagalı balinayı Kuzey Yarıküre'de saptamak da çarpıcı. Zira su hayvanlarının en yaşlılarından biri ile karşı karşıyayız.



          Allen, genetik olarak onayladıkları gerçekleri önemsiyor. Allen, "Gagalı balinaların çoğu hakkında çok az şey biliniyor ve farklı türlerin ortaya çıkması ile pek çok çözülmesi gereken gizem ortaya çıktı. Yine de edindiğimiz bazı bilgiler var: Yaşlandıkça dişi ve erkek balinalar birbirleriyle olan benzerliklerini kaybediyor†ifadelerini kullanıyor.

          Diğer bir bilim insanı Aguilar de Soto, bu canlıları “muhteşem†olarak nitelendiriyor.

          Aguilar de Soto, "Bu canlılar inanılmaz. Devasa akciğerleri ile 3 kilometreye kolayca dalabiliyorlar. Havayı soluyup, suların derinliklerinde doğum gerçekleştiriyorlar. Onlarda tıpkı bizim gibi memeli. Hava soluyan, suyun altında inanılmaz şeyler gerçekleştirip, bebeklerini emziren bir memeli." açıklamasını yaptı.

          Yorum yap

          • #6

            Dünyadaki hayatın başlangıcı olarak kabul edilen okyanuslar, yepyeni bir sırra daha öncülük ediyor. Gagalı balinalar, bildiğimiz pek çok şeyi değiştirecek türden. Gagalı balinalara ait bir video, haberimizde önemli bir yere sahip.
            Uzay araçlarınıın Pluto'nun buz dağlarını görmemize izin verdiği bir dönemde, yaşayan bir gerçek bir gagalı balinanın videosunun geçen yıl çekildiğini öğrenmek şaşırtıcı gelebilir. Ancak hayatın başladığı yer olan okyanus sayısız gizemle dolu.

            Araştırmacı Dee Allen "Son on yılda balina türleri ile eşsiz bilgiler edindik. Yine de edindiğimiz verilerin yeterli olduğunu da söyleyemeyiz.” ifadelerini kullanıyor.


            O kadarki çok kısa süre öncesine kadar bilim insanları gagalı balinaların renginden bile habersizdir. Saptanan bilgiler ilginç: Gerçek gagalı balinalar ölümlerinden sonra beyaz işaretlerini çabucak kaybeder.

            Bunun gibi araştırmalar kayda değer önem taşıyor zira gagalı balinaları incelemek, hayatın doğduğu okyanusun sırlarını ortaya çıkartmak anlamını taşıyor.



            Hayatım kendisini daha fazla araştırmanın bir yolunu bulamazsak, bu çalışmanın gen analizini kullanarak, gagalı balinayı Kuzey Yarıküre'de saptamak da çarpıcı. Zira su hayvanlarının en yaşlılarından biri ile karşı karşıyayız.



            Allen, genetik olarak onayladıkları gerçekleri önemsiyor. Allen, "Gagalı balinaların çoğu hakkında çok az şey biliniyor ve farklı türlerin ortaya çıkması ile pek çok çözülmesi gereken gizem ortaya çıktı. Yine de edindiğimiz bazı bilgiler var: Yaşlandıkça dişi ve erkek balinalar birbirleriyle olan benzerliklerini kaybediyor” ifadelerini kullanıyor.

            Diğer bir bilim insanı Aguilar de Soto, bu canlıları “muhteşem” olarak nitelendiriyor.

            Aguilar de Soto, "Bu canlılar inanılmaz. Devasa akciğerleri ile 3 kilometreye kolayca dalabiliyorlar. Havayı soluyup, suların derinliklerinde doğum gerçekleştiriyorlar. Onlarda tıpkı bizim gibi memeli. Hava soluyan, suyun altında inanılmaz şeyler gerçekleştirip, bebeklerini emziren bir memeli." açıklamasını yaptı.

            Yorum yap

            • #7

              Dinozorlar hakkındaki bilgiler, dünya tarihini kökten değiştirecek nitelikte. Keşfedilen bulgular, Güney Amerika ülkelerini ciddi biçimde değiştirecek düzeyde.
              Birkaç yüzyılda dinozor soy ağacının radikal bozulması, bilim insanlarını tarih öncesi canavarlar için yeni bir araştırmaya neden oldu. İskoçya'da bulunan belirsiz kedi boyundaki yaratık dengeleri altüst etti.

              Akademik dünyadaki tartışmalara yol açan analiz, dinozorların yüzyılı aşkın bir süredir sınıflandırıldığı iki temel grup hakkında yeniden düşünmeye ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Hipotezlerin doğru olduğu ispatlanırsa, aile ağacının gözden geçirilmesi gerekekecek. Bazı veriler ilk dinozorlar fosillerinin Güney Amerika ve Tanzanya'dan geldiği, daha sonra güney yarım kürede olacak olan Gondwana isimli antik kıtada yaklaşık 237 milyon yıl önce ortaya çıktığı görüşünü destekliyor.



              Bununla birlikte, son analiz, Saltopus adlı İskoç örneğinini, "fosil kayıtlarındaki dinozora en yakın şey" olarak tanımlıyor. Cambridge Üniversitesindeki üç yıllık projeye öncülük eden lisans üstü öğrencisi Matt Baron, dinozorların kökenini 'kesin' tespit edemeyecek olsa da, bulguları konusunda emin ve "dinozorların İskoçya kökenli olabileceğini" iddia etti. Araştırmacı, "Bu, açık bir şekilde, Güney Amerikalı araştırmacılar tarafından düşmanlıkla karşılanacak" eklemesini yaptı.

              Beklendiği üzere, sonuçlar Brezilya'daki Sao Paulo Üniversitesi'nde saygıdeğer bir paleontolog olan Max Langer dahil bazı bilim insanlarının tepkisi ile karşılaştı. Adam, "Saltopus evrim açısından doğru yerde, ancak dinozor türü öncüsü olmak için daha iyi adaylar var.." ifadelerini klllanıyor.

              Elde edilen bulgular, Stegosaurus ve Triceratops gibi dinozorların geleneksel olarak tank benzeri zırhlı canavarlar olarak tasvir edilebileceği tezini destekliyor.

              Yorum yap

              • #8

                BBC Belgeseli Planet Earth II'den edindiğimiz bilgiye göre, Etiyopya Harar'lı Yusef, sırtlanlarla evcil hayvanı gibi yaşıyor.
                Benekli sırtlanlar, Afrika'nın aslanlardan sonra gelen ikinci büyük hayvanları. Yakaladıkları küçük çocukları öldürdükleri de bilinen etcillerin baskınlarından bölgede yaşamlarını sürdüren pek çok halk korkmakta, Harar sakinleri hariç!

                Etiyopya kenti Harar sakinleri, sırtlanların çıkardıkları gülüşe benzer seslerle kötü ruhları yok ettiklerine inandıkları için vahşi hayvanları sokaklarına davet etmekte. Geçtiğimiz 400 yıl boyunca her gece iki sırtlan kabilesi Harar sokaklarına geliyor ve şehirde tek gecelik bir egemenlik için savaşıyor. Kaygayı kazanan, sokaklarda kasaplardan kalan kemikleri de kazanmış oluyor.

                İsmi Yusef olan bir Harar sakini ise, sırtlanlarla diğerlerine nazaran biraz daha yakın bir ilişki içinde. Onları evine davet ediyor ve elleriyle besliyor!



                Gün geçtikçe büyüyen; doğal yaşam alanı kalmayan şehirlerde yaşamlarını sürdürmek pek çok hayvan için sandığımız kadar kolay olmuyor. Benekli sırtlanlarsa şaşırtıcı biçimde şehir yaşamına ayak uydurmayı başarmış bazılarından biri. Umarız uzun yıllar boyunca Harar halkı ve vahşi sırtlanlar mutlu mesud yaşamlarına devam ederler!

                Yorum yap

                Hazırlanıyor...
                X