• If this is your first visit, be sure to check out the FAQ by clicking the link above. You may have to register before you can post: click the register link above to proceed. To start viewing messages, select the forum that you want to visit from the selection below.

Duyuru

Gizle
No announcement yet.

Gözcüleri satın alıp Türkleri avladık

Gizle
X
 
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Sil
new posts

  • Gözcüleri satın alıp Türkleri avladık

    4 Temmuz 2003’teki çuval olayını karşı tarafın kilit adamlarından Amerikalı tim lideri, Hürriyet’e anlattı. Albay William Mayville komutasındaki tim lideri, gözcüleri parayla satın alıp, baskını gerçekleştirdiklerini söyledi. "Gafil avladık" diyen tim lideri, Türk askerlerinin baskın sırasında televizyon seyrettiklerini öne sürdü.

    KUZEY Irak’ta 4 Temmuz 2003’deki çuval vakasının kilit adamı emekli Korgeneral Köksal Karabay’ın önceki gece Habertürk’te yayınlanan açıklamalarının ardından, olayın karşı taraftaki kilit adamlarından Amerikalı tim lideri de vakayı baştan sona Hürriyet’e anlattı. Adının açıklanmasını istemeyen, ancak ismi belirtilmeden resminin yayınlanmasına izin veren 26 yaşındaki Amerikalı tim lideri, Albay William Mayville komutasındaki 173. Hava İndirme Tugayı askerleri olarak Süleymaniye’deki Türk Özel Kuvvetler Karargahı’na yaptıkları baskının Türk askeri için tamamen bir sürpriz olduğunu söyledi. Korgeneral Karabay’ın, "Türk askerleri bina içinde hazırlıklı bekliyordu" şeklindeki açıklamasına karşın, ABD’li asker, Türk askerlerinin hazırlıksız yakalandığını ve baskın sırasında kanapede televizyon seyrettiklerini iddia etti. Amerikalı asker ayrıca, Türk karargahının gözcü olarak tuttuğu yerel muhafızları da parayla satın aldıklarını, dolayısıyla Türk askerinin, baskın konusunda uyarılmadığını ileri sürdü.

    İLK BİZ GİRDİK

    Baskını anlatan Amerikalı eski asker 2 ayrı çemberde müdahaleye hazır bekleyen destek güçlerine havaya aydınlatma fişeği atarak baskına başladıklarını haber verdiklerini söyledi. "Çok iyi asker olan, silahlarını çok iyi kullanmasını bilen Türk Özel Timi silahlarına sarılsaydı çoğunuz ölürdünüz. Allahtan Türk komutan askerlerine silahlarınızı bırakın emri verdi" diye hatırlatınca Amerikalı eski asker, Hürriyet’e şöyle konuştu: "Askerlerinizi gafil avladık. Savaşmaya fırsatları bile olmadı. Maalesef askerleriniz, bir tehlike olduğunda haber vermeleri için Arap görünüşlü gözcüler tutmuşlardı. Bu gözcülere para verip onları satın aldık ve askerlerinizin yaklaşan tehlikeden haberleri olmadı. Çevredeki destek gücümüze karargaha saldırıya geçtiğimizi haber vermek için aydınlatma cephanesini ateşledik. Türk karargahının kapısından ilk benim timim girdi. TV seyreden Türk askerler tamamen savunmasız avlandılar. Timimin hedefi ilk katı güvenlik altına almaktı. Katın güvenliğini sağladık, odadaki beş kişiyi göz altına aldık. Baskını sayıları 60 askeri geçen iki takım gerçekleştirdi. Yanlış hatırlamıyorsam Türk askerlerinin sayısı 12-15 kişiydi. Baskına çok iyi hazırlanmıştık. Elimizde iki binalı Türk karargahının planları vardı. Her takım bir katı temizleyecekti. İnce tanzimle ve süratle plan uygulandı.

    YERLE BİR EDERDİK

    ABD Ordusu’nun bu paraşütçü birliği çok iyi eğitilmiş elit askerlerden oluşuyordu. Benim bulunduğum birinci takım, ilk binayı güvenlik altına aldı. İkinci takım ikinci binaya girdi. Askerlerinizin silahlarına davranacak zamanları olmadı. Çünkü silahlar binaların üst katlarında muhafaza ediliyordu. Onları karşılık veremeden gözaltına aldık. Bizim geldiğimizi bilselerdi ve biz binaya girerken benim timime ateş açsalardı epeyi kayıp verirdik ama onlar hesabına kötü bir karar olurdu çünkü silahlı destek gücümüzde 6 adet 240B makineli tüfek ile altı kademeli füzeler vardı. Humvee’lerimiz 50 kalibrelik makinalı tüfeklerle ve MK-19 otomatik el bombası atıcılarıyla donatılmıştı. Her Humvee’de AT-4 tanksavar silahlarından 6 tane bulunuyordu. Bu silahlarla Türk karargahını ve içindeki herkesi yerle bir edebilirdik. Tanrıya şükür bu raddeye gelinmedi. Çünkü müttefikler birbiriyle savaşmazlar."

    Türk karargáhının damı

    Hürriyet’e konuşan tim lideri baskının yapıldığı Türk karargáhının damında. Adının açıklanmasını istemeyen, ancak fotoğrafının yayınlanmasına izin veren Amerikalı tim komutanı takım olarak görevlerinin birinci katı temizlemek olduğunu söyledi.

    Allah’tan tek kurşun sıkılmadı

    Amerika’da bulup konuştuğumuz takım lideri, Hürriyet’in "Süleymaniye’deki Türk Özel Timi’nin sizin yakın bir müttefikiniz olan bir ülkenin askerleri olduğunu biliyordunuz ve karargahlarını daha önce dostça ziyaret etmiştiniz. Neden iki ülkenin ilişkilerini sarsan bu baskını yapma ihtiyacını hissetttiniz?" sorusunu şöyle yanıtladı: "Kerkük’ün yeni seçilmiş valisine suikast girişiminde bulunmayı plandıkları istihbaratını aldığımız için Türk askerlerini gözaltına aldık. Türkiye’nin Kuzey Irak’ta faaliyet gösteren askerler bulundurmaması gerekirdi. Baskını çok iyi ve hızlı bir şekilde planladık. Neyse ki tek bir kurşun sıkılmadan tamamlandı. Türk olduklarını bildiğimiz için müttefik bir ülkenin askerine yapılması gereken muameleyi yaptık ve onlara saygıda kusur etmedik. Ellerindeki tüm silahlara ve haberleşme aletlerine el koyduk. Ne gariptir ki bunların hepsi ABD’den temin edilen silah ve cihazlardı. Askerlerinizin hükümetiniz adına durumu gözlemek üzere orada bulunmaları gerekiyordu, fakat gece dürbünleri ve çok sayıda silahı binadan taşırken o zaman onlar bize gözlemci olarak değil suikast yapmaya gelmiş bir tim olarak göründü. Gözlemcilerin bu kadar silahı ve cephanesi olamazdı. Benim açımdan, bu baskın Kerkük’te barışı sağlamak için yapılabilecek tek eylemdi. Kerkük şehrinde hak iddia eden çok etnik grup var. Kürt valisine yapılacak bir suikast değişik etnik grupların kitlesel karşılık vermelerine yol açabilirdi. Bölgedeki istikrar bizim ilk önceliğimizdi ve Valiye suikast yapılması riskini alamazdık."

    Turuncu elbise standart uygulama

    Türk Özel Kuvvetleri Komutanının Amerikalı askerler tarafından dövüldüğüne ve Türk askerlerine Kerkük Hava üssünde teröristlere giydirilen turuncu elbisenin giydirildiğine değindiğimde Amerikalı asker, Amerikan Ordusu’nun savunmasını şöyle yaptı: "Türk komutan hiç dövülmedi. Türkiye’nin müttefikimiz olduğunu biliyorduk ve askerlerinize saygıyla muamele ettik. Her gözaltına alınanın başına gevşek plastik kum torbası geçirmemiz standart bir uygulamamızdır. Gene de binalarda çok sayıdaki silahlara el koyarken biz askerlerinizi dışarı çıkartıp en rahat edebilecekleri şekilde gölgede oturttuk. Gözaltına alınanlara turuncu giysinin de giydirilmesi standart bir uygulamadır. Kimliklerinin karıştırılmaması için turuncu elbise giydiriyoruz."

    Bir gün önce

    3 Temmuz 2003 günü Kerkük’te çekilmiş bu fotoğrafta, Hürriyet’e konuşan ABD’li tim komutanı Saddam resminin önünde görülüyor. Yanındakiler, Albay Mayville komutasındaki 173. Hava İndirme Tugayı’ndan arkadaşları. İki farklı üniforma giymiş kişi ise peşmerge.

    Baskın anı

    Amerikalı askerler ve Kürt peşmergeler tarafından Türk timine baskın sırasında çekilmiş bir fotoğraf. Tam teçhizatlı ABD askerinin sırtında roketatar elinde ise otomatik tüfek var. Baskını anlatan ABD’li tim komutanı 2004 Temmuz’unda Irak dönüşü ordudan ayrılmış.

    hürriyet internet19 Aralık 2006

  • #2

    beyler hem kızgınım hem üzgünüm türk ordusu dünyanın en büyük ordusuna sahiptır bir amerıkalı asker çıkmış bugün hürriyet gazatesıne demeçveriyor ben bir türk olarak kahraman ordumdam herzaman gurur duyuyorum kahraman ordumun şanlı türk bayrağının ve vatanım şanlı bayrağı atalarımızın kanlarıvardır üzerinde bayrak kandır candır ve bizim canımızdır bu bayrağa ve kahraman türk orduma dil uzatacak kötü niyetli bu tip insanlarla savaşmak için gerekirse kanım son damalasınakadar savaşırım bu topraklar türk milletinindir hep böyle kalacaktır bu yazıya şu şekil cevap verecem ....



    "Bayrağı bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, uğrunda ölen varsa vatandır."





    iSTiKLAL MARŞI

    Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
    Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
    O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!
    O benimdir, o benim milletimindir ancak!

    Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
    Kahraman ırkıma bir gül... ne bu şiddet, bu celâl?
    Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal.
    Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal.

    Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
    Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
    Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
    Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

    Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar.
    Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
    Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
    'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

    Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
    Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
    Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın,
    Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

    Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!
    Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
    Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
    Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.

    Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
    Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
    Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
    Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.

    Rûhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:
    Değmesin ma' bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
    Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli-
    Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

    O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım.
    Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım;
    Fışkırır rûh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
    O zaman yükselerek arşa değer belki başım!

    Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
    Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
    Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl;
    Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,
    Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!

    Mehmet Akif Ersoy

    Yorum yap

    • #3

      cımsky :bravo: :bravo: :bravo: :bravo: :bravo: :bravo: diyeceklerimizi sen zaten demiş sin saygılar...
      HANİ KARDELELEN AŞIK OLURDA ÇIKARTI YA KARIN ALTINDAN GÖVDESİNİ ZENFERİ YÜREĞİN DE KARDELEN KADAR CESARETİN YOKSA SAKIN AŞIK OLMA GÜLÜM

      Yorum yap

      • #4

        arkadaşım harikasın ..... ürür kervan yürür
        MACH1 HOCAM SAĞOLSUN

        Yorum yap

        • #5

          Kaset Kürtlerde

          Talabani’nin oğlu Bafel’in çuval baskınını çektiği video filminin Barzani’ye yakın bir grubun elinde olduğu ortaya çıktı. Bir TV’nin yöneticisi, filmin ilk 3 dakikalık bölümünü kendisine izlettirdiklerini anlattı. Yönetici, Barzani’nin filmin Türk TV’sine verilmesini istediğini ancak elinde bulunduranların yüklü para talep ettiklerini söyledi.

          SÜLEYMANİYE’deki çuval baskınının Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin oğlu Bafel Talabani tarafından çekildiği belirtilen video filminin, Talabani’ye bağlı Kürdistan Yurtsever Birliği’nde (KYB) değil, Erbil’de Mesut Barzani liderliğindeki Irak Kürdistan Demokratik Parti’ye (IKDP) yakın bir grubun elinde bulunduğu bildirildi. Bu grup, yaklaşık 5 ay önce bölgeyle ilgili yayın yapan bir televizyon kuruluşunun yöneticisine filmin 3 dakikalık bölümünü gösterdi. Televizyon yetkilisi şunları anlattı:

          İLK 3 DAKİKA

          Bafel Talabani’nin çekim yaptığı kesin. Talabani nedeniyle filmin KYB’nin elinde olduğu tahmin ediliyor. Ancak ben bu filmin, yaklaşık 5 ay önce Erbil’de IKDP’ye yakın bir grupta olduğunu kendim gördüm. Film halen de onların elinde. Bana filmin ilk 3 dakikalık bölümünü gösterdiler. Bu bölümde, Amerikalı askerlerin baskına gelmeleri, Türk timinin kaldığı bina ve birkaç Türk askeri görülüyor. Türk askerlerinin üniformalı olup olmadıkları seçilemiyor. Devamını seyrettirmediler. Baskının olduğu binayı çok iyi bildiğim için filmde gördüğüm binanın da Türk timinin kaldığı yer olduğundan eminim. Bundan dolayı filmde baskın yapılan yer, gerçekten Türk timinin kaldığı binaydı. Bu çok net görülüyor. Bir ara şöyle bir iddia da duydum: Barzani, ’Kurtlar Vadisi Irak" filmi gösterime girince, ellerindeki filmin bir Türk televizyonuna verilmesini istemiş. Ancak tahminime göre, filmi elinde bulunduranlar yüklü para istiyorlar.

          SÜRPRİZ DEĞİL

          Emekli Korgeneral Köksal Karabay’ın Süleymaniye’deki ’çuval baskınıyla’ ilgili açıklamaları Genelkurmay Başkanlığı için sürpriz olmadı. Karabay’ın baskınla ilgili açıklamalar yapacağına dair Genelkurmay Karargáhı’nın bilgisi olduğu ve buna karşı çıkmadığı öğrenildi. Karabay kendisine gelen talep üzerine Habertürk’teki ’Basın Kulübü’ne çıkacağını ve olayla ilgili aydınlatıcı bilgiler vereceğini Genelkurmay’a bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı da ekrana çıkıp açıklamalarda bulunmasını Karabay’ın kendi inisiyatifine bıraktı. Genelkurmay’ın olayın anlatılmasına karşı çıkmayan bu tavrı son derece anlamlı bulunurken, Karabay’ın anlattıkları karargáhta baştan sona kadar izlenip en ince ayrıntısına kadar not edildi. Karabay’ın geçen pazar akşamı anlattıklarının gazetelere de yansımasından sonra Genelkurmay Başkanlığı’ndan olumsuz bir açıklama gelmedi.


          hürriyet internet21 Aralık 2006

          http://www.hurriyet.com.tr/gundem/5652492.asp

          Yorum yap

          • #6

            Kürtler baskın olacağını önceden biliyorlardı

            Süleymaniye baskınını kitap yapan İngiliz Michael Tood, 4 Temmuz öğleden sonra Türk Özel Kuvvetler mensuplarının kaldığı tim binasının 150 metre kadar ötesinde olan Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) Dış İlişkiler Bürosu’na, savaşta kaybettiği kızını aramaya gitmişti.

            Saat 15.00 sularında KYB binasının önünde gördüklerini, Türk timi ile birlikte götürüldüğü Bağdat Havaalanı’nda 9 Temmuz günü şöyle kaleme aldı:

            "Beyaz bir cipin içinde bir Kürt videoyla Türk timinin bulunduğu binanın filmini çekiyordu. Cipin markası Toyota Land Cruiser idi. İçinde silahlı iki adamın bulunduğu beyaz cipin yanında başka benzer araçlar da vardı. Baskını otomobillerinden seyrediyorlardı. Saat 15.00 olmasına rağmen bana, büronun yemek tatilinde ve kapalı olduğunu söylediler. Birisi film çekerken başka biri de zırhlı araçların bulunduğu tarafın fotoğraflarını çekiyordu. Kamerayı kullanan peşmerge kıyafetinde değildi. İyi giyimli, uzun boylu bir erkekti. Fotoğrafçı da öyle. Orada onları gördüm diye peşmergeler üzerime çullandılar ve Türk timinin gözaltına alındığı avluya götürüp başıma çuval geçirip beni de bekleyen askeri kamyonun içine attılar. Kürt kameraman ve fotoğrafçı baskını çekti sandığımdan dünya basınında çıkacak sandım. İnternette boşu boşuna aradım. Kürtler demek ki bu filmi başka maksatla çektiler. Önceden baskın olduğunu kesinlikle


            hürriyet internet21 Aralık 2006



            http://www.hurriyet.com.tr/gundem/56...id=0&oid=0&l=1

            Yorum yap

            • #7

              bizim askerlerimizi ordumuzu vatanımızı aşağılamaya yönelik önceden planlı ve maksatlı hareket ve hakaretlerin cevabını günü geldiğinde milletimiz ve ordumuz en iyi şekilde verecektir buna hiç şüphem yok. kimse aklından bile çıkarmasın 'gün olur devran döner' hesabı sorulur.
              bu vatan için can verilir (SEVE SEVE )
              can için vatan verilmez ( ASLA )

              dağlarında bozkurt gezmeyen memleketimin sokaklarında çakallar gezer !!!

              Yorum yap

              Hazırlanıyor...
              X