• If this is your first visit, be sure to check out the FAQ by clicking the link above. You may have to register before you can post: click the register link above to proceed. To start viewing messages, select the forum that you want to visit from the selection below.

Duyuru

Gizle
No announcement yet.

Hepatit C tedavisinde yeni umut!

Gizle
X
 
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Sil
new posts

  • Hepatit C tedavisinde yeni umut!

    Hepatit C hastalığının tedavisinde üç ilaçlı tedavinin daha etkili olabileceği belirlendi

    ABD’de yapılan, birçok ülkeden binden fazla kişinin katıldığı araştırmada, üçlü ilaç tedavisinin mevcut tedavilerden daha etkili olduğu ortaya çıktı.
    Doktorlar birinci gruptaki hastalara mevcut tedavilerde kullanılan peginterferon ve ribavirin ilaçlarını 4 hafta verdi. Kontrol grubundakiler aynı ilaçları içmeye 44 hafta devam etti.
    İkinci gruptakilere 32 hafta peginterferon ve ribavirine ek olarak boseprevir ilacı verilirken, üçüncü gruptakiler bu üç ilacı 44 hafta kullandı.
    Boseprevir kullanan iki gruptaki hastaların kanında virüs izlerinin kaybolduğu görüldü.
    Virüsün izlerinin kaybolma oranının 2 ve 3. gruptakilerde sırasıyla yüzde 59 ve yüzde 66, kontrol grubunda ise yüzde 21 olduğu belirlendi. Hepatit C virüsünün tamamen kaybolma oranının üç ilaçlı tedaviyle 32 haftadan sonra yüze 86, 44 hafta sonra yüzde 88 olduğu vurgulandı.

    "New England Journal of Medicine" dergisinde yayımlanan araştırmaya imza atanlardan ABD’deki Henry Ford hastanesinden Dr. Stuart Gordon, "Araştırmanın önemli bir gelişme olduğuna, mevcut tedaviye cevap vermeyen hastalarda etkili olabileceğine ve hepatit C hastalarına yeni standart bir tedavinin sunulabilmesinin yolunu açabileceğine"
  • #2

    DSÖ'den Hepatit C uyarısı

    İlaç tedavisiyle kontrol altına alınabilen Hepatit C virüsü (HCV), doğru şekilde ve zamanında tedavi edilmemesi nedeniyle dünya genelinde her yıl 350 bin kişinin ölümüne neden oluyor.

    Hepatit C'nin birkaç hafta süren hafif bir hastalıktan ömür boyu süren kronik sağlık sorununa dönüşebildiğine dikkati çeken Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), üye ülkelerdeki bilinç düzeyinin artırılması, teşhis, tedavi konusunda ileri adımlar atılması amacıyla her yıl 28 Temmuz'un ''Dünya Hepatit Günü'' olarak kabul edilmesini kararlaştırdı.

    DSÖ'den yapılan açıklamada, enfekte olan kişinin kanıyla temas yoluyla bulaşan HCV'nin küçümsenmemesi gerektiğine işaret edilerek, 130-170 milyon kişinin Hepatit C'ye bağlı kronik sağlık sorunları yaşadığı, 350 bin kişinin de Hepatit C'ye bağlı karaciğer hastalıkları sonucu hayatını kaybettiği belirtiliyor.

    HCV'nin, etkisini giderek artıran antiviral ilaçlarla tedavi edilebildiğini, buna karşın sürdürülen çalışmaların henüz enfeksiyonu tamamen önleyen bir aşı geliştirilmesiyle sonuçlanmadığını belirten DSÖ, HCV'nin karaciğeri etkileyen en yaygın virüs olarak dünya genelinde ''daha tanınır'' hale gelmesi gerektiğini kaydediyor.

    DSÖ'nün verilerine göre, her yıl 3-4 milyon kişi hastalıklaHepatit B gibi cinsel yol ve kan nakli ile bulaşır ancak daha ağır bir hastalık yapar. tanışıyor, 130-170 milyon arasında bulunan kronik hastalar ise siroz, karaciğer kanseri gibi hastalıklara yakalanma riskiyle yaşıyor. Kronik hastaların 350 bini, her yıl Hepatit C'ye bağlı karaciğer rahatsızlıkları nedeniyle ölüyor. Kronik enfeksiyon konusunda DSÖ verilerine göre Mısır, listenin başında yer alıyor. Yüzde 22 ile listenin en başında bulunan Mısır'ı, yüzde 4.8 ile Pakistan, yüzde 3.2 ile Çin izliyor. DSÖ, bu ülkelerdeki yüksek oranın başlıca nedeni olarak yeterince sterilize edilmemiş enjeksiyon kullanımını gösteriyor.

    HEPATİT C BELİRTİLERİNE DİKKAT
    Hastalık, kronik hale gelmeden belirgin semptomlar göstermemesi nedeniyle kolayca teşhis edilemezken, enfekte olan hastalar genelde ateş, baş dönmesi, bulantı, karın ağrısı, iştahsızlık, koyu renk idrar gibi şikâyetlerle başvuruyor. Kronik hastaların yüzde 70'e yakın oranında zaman içinde karaciğer hastalıkları görülüyor ve hastaların yüzde 1-5'lik bölümü de hayatını kaybedebiliyor.

    DSÖ, 28 Temmuz'un ''Hepatit Günü'' olarak kabul edilmesinin en temel amacının, önlemler, teşhis ve tedavi konusunda bireylere ve sağlık alanında düzenleme yapanlara yol göstermek olduğunu belirterek, üyelere Hepatit C virüsü tespit edilenlere, ikinci enfeksiyon ile karaciğerin daha fazla zarar görmemesi için Hepatit A ve B aşılarının yapılması çağrısında bulundu.

    KAN YOLU İLE EN SIK BULAŞAN TİP
    Uygun tedavinin ve ilaçların sağlanması kadar, hastalığa yakalananların yaşam kalitelerini artıracak önlemler ve yaşam alışkanlıkları konusunda bilgilendirilmesi gerektiğine de dikkati çeken DSÖ, Hepatit C teşhisi konulmuş kişilerin düzenli karaciğer kontrolü yaptırması, bu uygulamanın sağlık sistemleri içine yerleşmesi konusunda üye ülkelere çağrı yaptı.
    DSÖ, Hepatit B aşısının ise ulusal aşılama programları içine dahil edilmesini de tavsiye etti.
    Hepatit C, hastalığın kan yolu ile en sık bulaşan tipidir. Hepatit B gibi cinsel yol ve kan nakli ile bulaşır ancak daha ağır bir hastalık yapar.

    Yorum yap

    • #3

      Evlilik öncesi Hepatit B korkusu

      Bu durumu gizleyen, evliliğinin bu sebeple engelleneceğini düşünen ve yanlış davranışlara yönelen kişiler dikkat!

      Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği (TKAD) İkinci Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çakaloğlu, evlilik öncesi yapılan rutin taramada, Hepatit B virüsü taşıdığını öğrenen insanların durumununa dikkati çekerek, ''Bu durumu gizleyen, evliliğinin bu sebeple engelleneceğini düşünen ve yanlış davranışlara yönelen kişiler de olmaktadır. Uzman bir doktorla görüşmek gereksiz endişeleri ve sorunları giderir'' dedi.

      Çakaloğlu, Hepatit B'nin bir virüs olduğunu ve ''karaciğer iltihabı'' anlamına geldiğini belirtti. Hepatit B virüsünden, aşıyla korunabilindiğini, mevcut aşıların son derece emniyetli ve etkili olduğunu aktaran Çakaloğlu, ''Dünyada 190 ülkede, Türkiye'de de 1995'ten bu yana üniversal aşılama programı uygulanmaktadır. Yani her yeni doğan bebeğe, ilköğretim çağındaki öğrencilere ve risk grubundaki erişkinlere (sağlık çalışanları, Hepatit B virüsüyle infekte kişilerin aile üyeleri gibi) ücretsiz aşı yapılmaktadır'' diye konuştu.

      Virüs hakkında bilinçlendirme çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Çakaloğlu, sözlerine şöyle devam etti:

      ''Tabii ki yeterli değil, ancak alınan mesafe de küçümsenmemelidir. Bu konuda görsel ve yazılı basının desteği şarttır. Evlilik öncesi yapılan rutin taramada Hepatit B virüsü taşıdığını öğrenen insanların durumu gerçekten dramatik bir konudur. Bu durumu gizleyen, evliliğinin bu sebeple engelleneceğini düşünen ve yanlış davranışlara yönelen kişiler de olmaktadır. Bu kişiler, eğer iyi niyetli ve dürüstseler, gerekiyorsa tedavi edilmeyi isteyerek, evleneceği kişinin de aşılanmasını sağlamalı. Böylelikle gerekli tedbirleri almış olacak. Uzman bir doktorla görüşmek gereksiz endişeleri ve sorunları giderir. Bu konuda başvurular gastroenteroloji-hepatoloji veya infeksiyon hastalıkları uzmanlarına olmalıdır.''

      ''İLAÇLA DA TEDAVİ YAPILABİLİYOR''
      Evlilik öncesi taramada bu virüsü taşıdığını öğrenenlerin, evlenmelerinde bir sakınca olmadığını vurgulayan Çakaloğlu, ancak doğal olarak insanlar ve özellikle ailelerinin tedirgin olduğunu, bilgisizlikten kaynaklanan gereksiz endişeler yaşadıklarını kaydetti.

      Çakaloğlu, ''Evlenmeden önce Hepatit B taşıyıcısı olduğunu bilen veya gerçekten nikah öncesi öğrenen kişilerin, öncelikle bunun önemli olduğunu, ancak normal yaşama devam etmelerini önleyecek bir problem olmadığını bilmeleri gerekiyor. Eşlerin ve çocukların da doğum sonrası aşılanmaları durumunda ortada bir sorun yok. Ayrıca gerekli incelemeler sonunda ilaçla da tedavi yapılabiliyor. Genellikle taraflar bilgilendikten sonra makul bir davranış gösterip evleniyorlar ve normal yaşama devam ediyorlar'' şeklinde konuştu.

      ''NÜFUSUMUZUN YÜZDE 4'Ü HEPATİT B VİRÜSÜ TAŞIMAKTADIR''
      Hepatit B virüsünün, başlıca bulaşma yollarının kan ve kan ürünlerinin verilmesi, tıbbi, cerrahi girişimler, emniyetsiz cinsel ilişki olduğunu belirten Çakaloğlu, sözlerine şöyle devam etti:

      ''Bütün dünyada (damar içi enjeksiyon şeklinde) uyuşturucu madde bağımlıları, Hepatit B virüsünün ve diğer viral infeksiyonların en sık görüldüğü (yüzde 50) risk grubunu oluştururlar. Ayrıca sağlık çalışanı olmak, toplu yaşanılan yerlerde bulunmak (cezaevi, askeri birlik, yatılı okul), hayat kadınları ve homoseksüel erkekler, diğer riskli gruplar olarak sayılabilir. Özellikle ülkemiz için önemli bulaşma yolu ise çocuklu ailelerde, temizlik koşullarının iyi olmaması ve diş fırçası, traş bıçağı, jilet, tırnak makası gibi bazı eşyaların ortak kullanılmasıyla yaralanmalar sonucu oluşan bulaşmadır. Bir ailede Hepatit B virüsüyle infekte kişi varsa ailenin diğer tüm üyelerinde tarama yapılmalı ve gerekli olanlar da aşılanmalıdır.''

      Türkiye'de Hepatit B virüsünün görülme sıklığının çok olduğunu vurgulayan Çakaloğlu, ''Toplam nüfusumuzun yüzde 4'ü Hepatit B virüsüyle infektedir, yani virüsü taşımaktadır. Bu oran, sosyoekonomik şartlarla ilişkili olarak değişir. Batı'da yüzde 2'ye inerken Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yüzde 6-8'lere çıkabilmektedir'' dedi.

      Bu mikrobun, insanların bir kısmında, bulaşma yaşına göre değişen oranlarda kronikleştiğini anlatan Çakaloğlu, kronikleşme oranın erişkinlerde yüzde 5, çocuklarda yüzde 20-30, yeni doğan bebeklerde yüzde 90 oranında olduğunu bildirdi.

      Hamile kadınlarda Hepatit B virüsü için tarama yapıldığını dile getiren Çakaloğlu, ''Pozitif olan annelerin bebeklerine doğumdan sonraki 12-24 saat içinde zorunlu aşılar ve müdahaleler yapıldığı takdirde, anneden bebeğe doğum sırasında bulaşma yüzde yüze yakın oranlarda önlenir. Kanında çok yüksek miktarlarda Hepatit B virüsü taşıyan annelere, gebeliğin son 1-3 ayında kandaki virüsü azaltıcı ilaçlar da verilebilir'' ifadelerini kullandı.

      Yorum yap

      • #4

        Hepatit hastalarına uyarı!

        Bitkisel karışımlı ürünlere yönelmeyin! Bu ürünler hastalar için tehlikeli olabiliyor

        Hepato Bilio Pankreatoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Hasan Özkan, aflatoksin, ağır metal, hatta arsenik gibi zararlı maddeler içeren bitkisel ilaçların, hepatit hastaları için zararlı olduğunu bildirdi.

        Antalya'nın Manavgat ilçesi Kızılağaç beldesinde dün başlayan 8. Hepato Gastroenteroloji Kongresi'nde, hepatoloji ve gastroenteroloji alanlarında yaşanan gelişmelerle ilgili basın toplantısı düzenlendi.

        Dernek Genel Sekreteri Prof. Dr. Hasan Özkan, toplantıda yaptığı konuşmada, hepatit B'nin Türkiye'de sık rastlanan bir hastalık olduğunu ve yüzde 60'ının ilerleyen dönemlerde siroz veya karaciğer kanserine dönüştüğünü bildirdi.

        Televizyonlardaki bazı reklamların, hepatitli hastaları bitkisel karışımlı ürünlere yönelttiğine dikkati çeken Özkan, bu ürünlerin hastalar için tehlikeli olduğunu kaydetti.

        Prof. Dr. Özkan, ''Hastalarımız televizyonda, (Damarları, karaciğeri temizler) şeklindeki reklamları görüp etkileniyor, bu ürünleri kullanıyorlar. Bu çok yanlış bir bilgilendirme. Buna Sağlık Bakanlığı'nın el koyması lazım'' dedi.

        "KARACİĞERİ DAHA KÖTÜ YAPABİLİYOR"

        Bitkisel ilaçların içinde aflatoksin, ağır metal, hatta arsenik gibi zararlı maddeler olduğuna değinen Özkan, ''Bu bitkisel ilaçları hepatit hastası kullandığı zaman, zaten sorunlu olan karaciğeri daha da kötü oluyor.

        Geçtiğimiz aylarda bir hastam, bu reklamlarda gördüğü bitkisel ilaçlardan birini benden habersiz olarak kullanmış. Bu nedenle hayati tehlike atlattı. Uzun süre yoğun bakımda kaldı'' diye konuştu.

        Prof. Dr. Abdülkadir Dökmeci de Türk toplumunda karaciğer yağlanmasının çok fazla görüldüğünü, karaciğer yağlanmasının siroz ve karaciğer kanserinin en büyük nedenlerinden birisi olduğunu bildirdi.

        Prof. Dr. Dökmeci, fast food diye tabir edilen yiyeceklerin de karaciğer yağlanmasına neden olduğunu vurguladı. 8. Hepato Gastroenteroloji Kongresi, 2 Ekim'de sona erecek.

        Yorum yap

        Hazırlanıyor...
        X