• If this is your first visit, be sure to check out the FAQ by clicking the link above. You may have to register before you can post: click the register link above to proceed. To start viewing messages, select the forum that you want to visit from the selection below.

Duyuru

Gizle
No announcement yet.

Nasada neler oluyor

Gizle
X
 
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Sil
new posts

  • Nasada neler oluyor

    Dünyaya Benzer Gezegenler Keşfedildi

    Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) tarafından yapılan çalışmalarda dünya boyutlarında yüzden fazla yeni gezegen keşfedildiği açıklandı.

    Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) tarafından sürdürülen araştırmalarda yeni gelişmeler yaşanıyor. Özellikle kurumun Kepler uzay teleskopu üzerinden yaptığı araştırmalarda yüze yakın yeni gezegen keşfedildiği belirtilirken bu gezegenlerin hepsi boyutları ile dünyaya eşit durumda.

    Bu gezegenler üzerinden araştırmalar yapılırken aynı zamanda heyecan verici bir gelişme daha yaşandı. Uzayın yaşama elverişli koşullara sahip bölgeler olarak tanımlanan bölgelerinde yapılan araştırmalarda 9 küçük gezegenin tespit edildiği ve bu gezegenlerin insanların yaşamı için elverişli olduğu açıklandı. Kepler tarafından yapılan araştırmalarda giderek daha fazla detaya sahip olduğumuz uzay hakkında detaylı olarak bir rapor da hazırlanmış durumda. Bugüne kadar yapılan araştırmalarda teleskop tarafından 1284 yeni gezegenin tespit edildiği ve bu gezegenlerin sınıflandırıldığı belirtilirken son zamanlarda yapılan bu keşifler NASA tarafından da belirtildiği gibi en büyük gelişmeyi yaratmış durumda.

    Tespit edilen ve insanların yaşayabileceği tahmin edilen gezegenin dünyaya uzaklığı 11 ışık yılı olduğu açıklanırken, bu mesafe oldukça uzak. Kepler-186f ve Kepler-452b olarak adlandırılan yeni gezegenler yeni yaşam alanları adına umut verici olarak tanımlanırken, konuyla ilgili NASA tarafından yapılan son basın toplantısı da dünya genelinde büyük bir ilgi görmüş durumda.
  • #2

    uzay teleskopu Dünya’ya en çok benzeyen gezegeni buldu. Kepler-452 güneş sisteminde yer alan Kepler-452b gezegeni, yaklaşık Dünya boyunda olan ve Dünyamıza benzeyen ilk kayalık gezegen olarak kayıtlara geçti.1

    Dünya’dan sadece yüzde 60 daha büyük ama aynı zamanda 1,5 milyar yıl daha yaşlı. 6 milyar yaşındaki Kepler-452b’nin en büyük özelliği ise yaklaşık Dünya boyunda olması ve Güneşimize benzeyen G2 tipi “sarı cüce†yıldıza uygun uzaklıkta dönmesi. Ancak yerçekimi Dünya’nın iki katı.

    Güneşe çok yakın bir gezegenin okyanusları buharlaşıyor (Venüs gibi) ve güneşe uzak bir gezegen de buz kesiyor (Mars gibi). Kepler-452b bu açıdan çok şanslı ve yıldıza yüzeyinde sıvı su barındıracak uzaklıkta. Dünya’dan 1400 ışık yılı uzaklıktaki gezegende bir yıl 385 gün sürüyor
    PEKİ HAYAT VAR MI?


    yaklaşık olarak Dünya kütlesinde bir gezegen. Bu da atmosfer kimyasının, yerçekiminin ve büyük olasılıkla da gezegenin içyapısının Dünya’ya benzediği anlamına geliyor. Bu tür benzerlikler ötegezegende (güneş sistemimiz dışındaki bütün gezegenlere verilen ad) hayat olduğu ihtimalini güçlendiriyor.

    Dünya benzeri bir gezegende bizimki gibi bir hayat olması için gezegenin kütlesi çok önemli. Çünkü kütle gezegenlerin içyapısını belirliyor. Örneğin Dünya’da katı kabuğu örten okyanuslar var. Kabuğun altında diş macunu gibi akışkan olan ama lav gibi eriyik halinde olmayan kalın bir kayalık manto tabakası yer alıyor. Dünyanın bir de demir-nikel ağırlıklı sıvı dış çekirdeği ile katı iç çekirdeği bulunuyor.





    2Bütün bunlar gezegenimizde volkanik hareketlere ve kıtaların kaymasına yol açıyor. Bu tür tektonik hareketler Dünya’nın atmosferini klima gibi temizliyor, atmosferde karbondioksit birikmesini önlüyor, nefes almak için gereken oksijen oranını koruyor ve aşırı tozlanmaya engel oluyor.

    gezegeninde hayat olması için gezegenin içyapısının Dünya’ya benzemesi gerekiyor. Öyleyse tekrar soralım, bu gezegende hayat var mı? Doğrusu bilmiyoruz. Niye bilmediğimize gelince:

    Yorum yap

    • #3

      KEPLER KÖR

      Kepler uzay teleskopu Hubble gibi görünür ışıkta değil, kızılötesi ışıkta çalışıyor; yani ışığı değil de ısıyı görüyor. Bu aslında iyi bir şey: Ötegezegenlerin atmosferinin ne kadar sıcak olduğuna bakarak atmosfer kimyasını inceleyebilir ve hayat olup olmadığına bakabiliriz.

      Hatta oksijenli atmosferdeki karbondioksit oranına bakarak o gezegende çevre kirliliği ve dolayısıyla gelişmiş bir uygarlık olup olmadığını da anlayabiliriz. Ancak, Kepler teleskopu bütün bu ayrıntıları seçecek kadar hassas değil. Bizim daha keskin gözlü bir teleskopa ihtiyacımız var.

      Yorum yap

      • #4

        UZAYDA HAYAT OLDUĞUNU NE ZAMAN ANLAYACAĞIZ?

        James Webb uzay teleskopu 2018’de fırlatılacak ve 2020’ye kadar Kepler-452b ile Dünya benzeri diğer ötegezegenlerin atmosferini inceleyerek o gezegenlerde hayat olup olmadığın gösterecek.

        Uzayda hayatı merak etmek için benim de sebebim var: 2000 yılında Doğan Burda Grubu’nun eski Focus popüler bilim kültür dergisinde çalışırken ikinci yazdığım makale James Webb teleskopu idi. Kısmet olursa onun haberini de 2020’de size ulaştırmayı hedefliyorum.

        KEPLER-452B’DE HAYAT OLMA İHTİMALİ VAR

        Bir kere bu gezegenin yıldızı Güneşimizden daha yaşlı (1,5 milyar yıl) ve dolayısıyla yüzde 20 daha parlak. Bu da Kepler-452b’nin Dünya’dan yüzde 20 daha fazla ısınmasına yol açıyor. Bugün Dünya’nın ortalama sıcaklığı 15 derece. Kepler-452b’nin ise -8 derece.

        Dolayısıyla Kepler-452b’nin küresel ısınmadan zarar görmesine henüz zaman var. Hatta parlaklığı son 1,5 milyar yılda yüzde 20 artan yıldız nedeniyle Kepler-452b’nin o mesafede daha yeni ısınmaya başladığını söyleyebiliriz. Bu da ötegezegenin 1,5 milyar yıl öncesine kadar Mars gibi soğuk olduğu anlamına geliyor.

        DÜNYANIN BÜYÜK KUZENİ

        Kepler-452b’de hayat sadece 1,5 milyar yıl önce ortaya çıktıysa bu gezegendeki canlılar henüz ilkel bakteri düzeyinde olmalı. Ancak, sırf Dünya’da insan türü 4,5 milyar yıl sonra ortaya çıktı diye bütün gezegenlerin bu kadar gecikeceğini söyleyemeyiz.

        Sonuçta gezegenimizde ilk çok hücreli canlılar 500 milyon yıl önce ortaya çıktı. Kepler-452b de acele etmişse uzaylılar ilk gökdelenlerini çoktan dikmiş olabilir. Bu durumda James Webb teleskopu gezegenin atmosferine bakarak uzaylıları tespit edecektir.

        Sonuç olarak Kepler-452b’de hayat ihtimali var, ama NASA’ya göre bu gezegende uzaylıların uygarlık kurmuş olması pek mümkün değil.

        Yorum yap

        • #5

          1400 IŞIK YILI UZAKTA

          Araştırma ekibi Kepler-452b gezegenini teyit etmek için Texas Üniversitesi Austin’deki McDonald Gözlemevi, Arizona Mt. Hopkins’deki Fred Lawrence Whipple Gözlemevi ve Hawaii Mauna Kea’daki W. M. Keck Gözlemevi teleskoplarını kullandı.

          Böylece Kepler-452 yıldızının parlaklığını dikkatle ölçtüler ve gezegenin büyüklüğü ile yörüngesini daha iyi hesapladılar. Gezegen çapının ölçülmesi kütlesini ölçmeyi de kolaylaştırdı ve bu da Kepler-452 b’nin Dünya’ya benzediğini anlamamızı sağladı.

          4696 GEZEGEN ADAYI

          SETI astronomlarına göre uzayda hayat olan bir gezegen bulmak an meselesi. Sadece Kepler’in keşfettiği 4966 gezegen adayı var ve bu sayı her yıl artıyor. Sonuç olarak içlerinden birinde mutlaka hayat olması gerekiyor. Tabii bu gezegenlerde Dünya benzeri hayat olup olmadığı ayrı bir konu.

          Her halükarda, California Mountain View’deki SETI Enstitüsü’nden Jeff Coughlin yeni gezegen bulmanın çok kolaylaştığını söylüyor: “Bilgisayar yazılımları ile gezegen adayı teyit etme işini tümüyle otomatiğe bağladık. Bu da güneşin önünden geçerken gölge yapıp kendini belli eden ve böylece Kepler veritabanına giren bütün gezegen adaylarını hızla tarayabildiğimiz anlamına geliyor
          Coughlin bu teknolojinin uzayda hayat aramaya yardım ettiğini söylüyor: “Kepler verilerindeki toplam gezegen adayı sayısına bakarak Samanyolu Galaksisi’nde Dünya benzeri kaç gezegen olduğunu tahmin etmeye çalışıyoruz.â€

          Kepler-452 yıldız sistemi Dünya’dan 1400 ışık yılı uzakta yer alan Kuğu takımyıldızında bulunuyor ve bu da gezegene Plüton’u ziyaret eden New Horizons gibi bir uzay sondası göndermenin şimdilik imkansız olduğu anlamına geliyor. Ancak, 2020’de kullanıma girecek olan güçlü teleskoplar sayesinde uzaydan hayat olup olmadığını uzaktan anlayacağız. ��

          Yorum yap

          • #6

            NASA, Kepler Teleskobu’nun uzaydaki görevinde yaşanılabilir gezegenlere dair çok önemli veriler kaydettiğini açıkladı. Uzayda 9 gezegende yaşam keşfedildi.


            NASA’nın Kepler Teleskobu, Güneş Sistemi’nin dışında yer alan bugüne kadar bilinmeyen 1248 gezegenin keşfinde bulunduklarını açıkladı.
            NASA, Güneş Sistemi dışında varlıkları tespit edilen 1248 gezegenindokuzunun ise yaşamaya elverişli koşullara sahip olduğunu söyledi.






            “Diğer Gezegenlerdeki Yaşama Dair Temel Olacakâ€

            NASA Astrofizik Bölümü Direktörü Paul Hertz, yaşama elverişli koşullara sahip 9 gezegenin bulunması konusunda yaptığı açıklamada, keşfedilen söz konusu gezegenlerin var olan araştırmalardaki gezegen yaşamlarına ilişkin çalışmalara temel olacağını ifade etti.
            Dünya dışında başka bir yerde yaşamın varlığına dair ümitlerinin arttığını belirten Hertz, yakın zamanda bir başka dünyanın keşfinde bulunulabileceğini sözlerine ekledi.


            Bulunan Gezegenler Sınıflandırıldı

            Keşfi gerçekleştirilen 1248 gezegen NASA tarafından çeşitli kriterlere tabi tutularak sınıflandırılma yoluna gidildi.
            Bunlardan 550 tanesi kayalık gezegen olarak adlandırılırken dokuzunun ise kendi güneşlerinin etrafında sıvı suyun oluşuma elverişli olacak mesafede olduğu belirtildi.
            NASA günümüze kadar 5 bin gezegenin keşfinde bulundu. 5 bin gezegenin2325 tanesi ise Kepler Uzay Teleskobu aracılığıyla keşfedildi. Keşfi gerçekleştirilen gezegenlerden 550 tanesinde ise dünyaya benzer arazi koşullarına rastlandı.

            Yorum yap

            • #7

              usta 77 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
              NASA, Kepler Teleskobu’nun uzaydaki görevinde yaşanılabilir gezegenlere dair çok önemli veriler kaydettiğini açıkladı. Uzayda 9 gezegende yaşam keşfedildi.


              NASA’nın Kepler Teleskobu, Güneş Sistemi’nin dışında yer alan bugüne kadar bilinmeyen 1248 gezegenin keşfinde bulunduklarını açıkladı.
              NASA, Güneş Sistemi dışında varlıkları tespit edilen 1248 gezegenindokuzunun ise yaşamaya elverişli koşullara sahip olduğunu söyledi.








              gitsekmi hocam ne dersin:tr::tr::tr:


              “Diğer Gezegenlerdeki Yaşama Dair Temel Olacakâ€

              NASA Astrofizik Bölümü Direktörü Paul Hertz, yaşama elverişli koşullara sahip 9 gezegenin bulunması konusunda yaptığı açıklamada, keşfedilen söz konusu gezegenlerin var olan araştırmalardaki gezegen yaşamlarına ilişkin çalışmalara temel olacağını ifade etti.
              Dünya dışında başka bir yerde yaşamın varlığına dair ümitlerinin arttığını belirten Hertz, yakın zamanda bir başka dünyanın keşfinde bulunulabileceğini sözlerine ekledi.


              Bulunan Gezegenler Sınıflandırıldı

              Keşfi gerçekleştirilen 1248 gezegen NASA tarafından çeşitli kriterlere tabi tutularak sınıflandırılma yoluna gidildi.
              Bunlardan 550 tanesi kayalık gezegen olarak adlandırılırken dokuzunun ise kendi güneşlerinin etrafında sıvı suyun oluşuma elverişli olacak mesafede olduğu belirtildi.
              NASA günümüze kadar 5 bin gezegenin keşfinde bulundu. 5 bin gezegenin2325 tanesi ise Kepler Uzay Teleskobu aracılığıyla keşfedildi. Keşfi gerçekleştirilen gezegenlerden 550 tanesinde ise dünyaya benzer arazi koşullarına rastlandı.
              dm 8000 hd, dm 800 hd se , dm 500 s , focus 8500 pvr, sky olımpia , next 2000 cx usb :tr: :tr:
              uydular : 14 sabit çanak, 1 usal Diseqc Motor : sabit uydular, 1 türksat, 2 hatbort, 3 eutalsat w3, 4 astra 19.2, 5 astra 31.5, 6 astra 23.5, 7 thor 1 w, 8 hispasat 30.w, 9 hellasat 39 e, 10 eutalsat 16, 11 eurobord 9, 12 sirus 4.8, 13 astra 28.2, 14 AzerSpace 1 / Africasat-1A 46.0°E :tr::tr:

              Yorum yap

              • #8

                NASA, İnsansı Robotları Mars'a Gönderiyor
                Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, Mars odaklı uzay çalışmalarında yol kat etmeye devam ediyor.

                Görünümü ile insanı andıran Valkyrie adındaki robotlar, NASA'nın en kapsamlı uzay projelerinden biri olarak değerlendiriliyor.

                İnsansı Robot Nasıl Oluştu?
                NASA, Massachusetts'ten 3, İskoçya bazlı üniversitelerden 4 olmak üzere toplamda 7 üniversitenin uzay departmanı ile yapılan anlaşmalar sonucunda, insansı robot projesinin meydana geldiği ifade ediliyor.


                Uzayda ilk kloniler mi oluşacak?
                NASA'nın söz konusu proje ile, insan ırkına benzer faaliyetleri sürdürmek amacıyla var olan robotik teknolojilerin, uzayda bir koloni meydana getirip getiremeyeceği üzerinde duracak.

                Süreli görevlerle sınırlı kalmaksızın, süresiz bir biçimde uzayda yaşamı deneyimlemek amacıyla sürdürülecek proje "uzayda yaşam" konusunda önemli bir atılım hedefini taşıyor.

                Massachusetts Lowell University'den Profesör Holly Yanco konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Valkyrie robotlarının insansı robotlar niteliğinden olduğunu, NASA'nın söz konusu robortları Mars görevi kapsamında kullanacağını ifade etti.

                Robotların öncelikli amaçlarının insanlar için tehlikeli olabilecek zemin ve şartlara uyum sağlaması olacağını dile getiren Yanco, bu deneyin insanların gelecek süreçteki Mars yaşamı hakkında önemli verileri açığa çıkaracağını kaydetti.

                Robotlar sanal gerçeklik gözlüğü kullanacak
                Kafalarının üstünde bir çift kamera bulunduracak Valkyrie, Oculus Rift sanal gerçeklik gözlüğünü kullanarak, Mars görüntülerini VR deneyimi ile araştırmacılara sunabilecek.

                Ayrıca kızıl ötesi ışınlar bulunduran robotlar, gövdesinin farklı kısımlarında farklı kameralar ve hassas alıcılara sahip olacak.

                NASA'nın Mars'a yönelik olarak ilk yerleşme girişimlerinin 2030 yılında gerçekleşeceği, Valkyrie robotlarının da bu tarihten önce kızıl gezegene gönderileceği Euronews'deki haberde yer aldı.

                Yorum yap

                • #9

                  Juno Jüpiter'in Yörüngesine Girecek

                  Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'ne (NASA) ait "Juno" uzay aracının, 4 Temmuz'da Güneş Sistemi'nin en büyük gezegeni Jüpiter'in yörüngesine girmesi bekleniyor.

                  Juno'nun Proje Müdürü Rick Nybakken, NASA'nın 5 Ağustos 2011'de uzaya fırlattığı Juno'nun 5 yıl süren 2,8 milyar kilometrelik yolculuğunu tamamlayarak hedefine ulaşmasıyla ABD'nin Bağımsızlık Günü 4 Temmuz'da çifte kutlama yapmaya hazırlandıklarını söyledi.

                  Herhangi bir aksilik olmadan her şeyin planlanan şekilde gitmesi durumunda Juno, 4 Temmuz'da Jüpiter'e en yakın mesafeye ulaştığında radyo dalgalarıyla NATO'ya 3 "bip" sesi gönderecek. Söz konusu sinyali alan bilim adamları, uzay aracı yavaşlatarak Jüpiter'in yörüngesine yerleşmesini sağlayacak.
                  Güneş Sistemi'nin en fazla radyasyon yayan gezegenine en fazla yaklaşan uzay aracı olacak Juno, Jüpiter'in yörüngesinde yaklaşık bir yıl kalacak ve gezegenin kozmik sırlarının çözülmesinde bilim adamlarına destek sağlayacak.

                  Basketbol sahası büyüklüğündeki Juno'nun kalbini oluşturan bilgisayar, Jüpiter'in yaydığı radyasyondan korunması için titanyumdan yapılmış bir kafes ile koruma altına alındı.

                  Juno'nun görev süresi, 2018'de sona erecek.

                  Güneş Sistemi'nin beşinci ve en büyük gezegeni olan Jüpiter, büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşan "gaz devi" olarak biliniyor.

                  NASA, Jüpiter ve uydularını incelemesi için 1989'da Galileo uzay aracı fırlatmıştı. Galileo, 7 Aralık 1995'te Jüpiter çevresinde yörüngeye girmiş ve görevini tamamladığı 2003 yılına dek gezegenin çevresinde 35 tur tamamlamıştı. Galileo, görevini tamamladıktan sonra uydulara zarar vermemesi için Jüpiter üzerine düşürülerek parçalanmıştı.

                  Juno'nun da görevini tamamladıktan sonra Galileo gibi dev gezegenin üzerine düşürülmesi planlanıyor.

                  Yorum yap

                  • #10

                    Mars Toprağında Sebze Ve Meyve Üretildi

                    İki yıldan beri Mars’a yönelik yapılan araştırmalarda aynı zamanda çeşitli sebze ve meyve yetiştirme çalışmalarının da yapıldığı belirtildi.

                    Son zamanlarda uzaya ve Mars’a yönelik çalışmaların hızlandığı görülürken iki yıldan beri Mars toprağında yiyecek yetiştirme çalışmalarının yapıldığı belirtildi.

                    Konu ile ilgili özel bir çalışma Hollanda’daki özel bir üniversitede gerçekleşirken üniversitede ay ve Mars topraklarına benzer yapıdaki bir toprakta çeşitli sebzelerin yetiştirildiği ve bu sebzelerin yenilebilir olup olmayacağının kontrol edileceği açıklandı.

                    Yapılan üretimlerde bezelye, domates, turp, patates, yeşil fasulye ve havuç gibi pek çok sebze yetişirken şu anda bu sebzelerin tadım aşamasına geçilecek ve özellikle insan sağlığına zararlı olup olmayacağının tespit edileceği belirtildi.

                    Yenilebilir Mi?

                    Tadım için ilk belirlenen sebze turp olurken yapılacak araştırmalar turp ile başlayacak ve özellikle sebzelerde ağır metal olup olmadığı ve insan sağlığı açısından herhangi bir zararlarının bulunup bulunmadığı kontrol edilecek.

                    Yapılacak kontrollerin ardından çalışmalara devam edileceği de açıklandı. Geçtiğimiz Mart ayında yapılan açıklamalarda üretilen sebzelerin toplanmaya başladığı belirtilirken bugüne kadar sebzeler üzerinde yapılan çeşitli araştırmalarda herhangi olumsuz bir duruma rastlanmadı. Teste tabi tutulacak sebzelerin özellikle bu testleri geçmesi gelecek adına umut verebilir.

                    Konu ile ilgili yapılan tahminlerde özellikle sebzelerde bulunan ağır metallerin insan sağlığı açısından ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği belirtilirken bu konuda elde edilen ilk izlenimlerde sebzelerin sağlık açısından çok iyi olduğu ve özellikle dünyada üretilen pek çok sebze ve meyveden çok daha iyi durumda bulunduğu belirtildi. Bu bakımdan yapılacak testlerin ardından sebze üretimi ile ilgili kesin kararın verilmesi beklenirken gelecek adına da yapılan bu üretimler büyük önem taşıyor.

                    Yorum yap

                    • #11

                      Juno başardı: NASA'nın uzay aracı Juno Jüpiter'in yörüngesinde!

                      Google'ın da anında doodle yaptığı bu tarihi olay büyük heyecan yarattı.Juno en zor görevini başarıyla tamamladı!



                      İnsanlar bu sabah tarihi bir haber ile günlerine başladılar.Kendisine verilen görevleri tek tek başarıyla tamamlayanJuno en zor görevini de başarıyla tamamladı.

                      Kendisine atfedilen yetenekler ile tam bir kozmik savaşçı olan Juno, yapması gereken 13 görevden 8. ve en zor olanını başarıyla tamamladı.Amerikan Uzay ve Havacılık Daire'sinin Jet Propulsion Laboratory bölümünden Juno görev ekibi bu olay karşısında büyük heyecan yaşadılar.






                      Takip et
                      NASA
                      ✔@NASA

                      Success! Engine burn complete. #Juno is now orbiting #Jupiter, poised to unlock the planet's secrets.
                      06:54 - 5 Temmuz 2016



                      24.91524.915Retweet

                      28.74428.744 beğeni









                      5 yıl süren yolculuk ve hedef!


                      Orijinal boyotunu görüntülemek için buraya tıklayın 1200x675px.


                      Jüpiter hakkında onun iç yapısı, nasıl oluştuğu, kozmik yapısı, manyetik bölgeleri, atmosferik dinamikleri ve bu bilgilere bağlı olarak Güneş Sistemi ile ilgili önemli bilgileri araştırmak onun asıl görevleri.
                      Türkiye saatine göre 06.18'de başlayan olay yaklaşık 35 dakika sürdü.Juno yörüngeye yerleşirken 'Perjivo 0' olarak adlandırılan Jüpiter'e en yakın alana vardıktan sonra görevliler tarafından motorunun yavaşlatılması ve ana roket motorunun aracın hızını yavaşlatmak için ateşlenmesi sağlandı.Bu olayın Juno'dan yakıt olarak götürüsü ise yörüngeye girmeden önce sahip olduğu 1.232 kilogram yakıtın 447 kilogramının yakılmış olması.
                      Juno'nun görevi 2018'de sona eriyor


                      Orijinal boyotunu görüntülemek için buraya tıklayın 1278x958px.


                      Juno bir sonraki görevine 27 Temmuz'da başlayacak.Bu görev araç Jüpiter'in yörüngesindeyken gezegene en uzak olan noktaya yani Apijove 0 isimli noktaya varmasından başlangıç alıyor.
                      Juno'nun ana roket motoru Ekim ayında yeniden ateşlenecek ve bu ateşlemeden sonra 14 gün boyunca yörüngede kalacak.Ekim ayına kadar olan sürede ise Juno bir sonraki görevleri için kendini hazırlamaya başlayacak.Juno'nun bu bilimsel araştırmalar kapsamında öncelikli görevi Jupiter'de var olan Oksijen miktarını kontrol etmek.Neden öncelikli görev diye soracak olursanız Oksijen miktarının bilgisi gezegendeki su miktarıyla ilişkilendirilecek.

                      Juno kendine verilen bütün görevleri tamamladıktan sonra malesef 20 Şubat 2018'de kendini Jüpiter'in acımasız atmosferine bırakacak.

                      Yorum yap

                      • #12

                        En Büyük Cüce Gezegen Bulundu!

                        Astronotlar tarafından yapılan son araştırmalarda dünya genelinde en büyük cüce gezegen keşfedildiğ belirtildi.

                        Neptün gezegeni yörüngesi ile Platon cüce gezegenin arasında yer alan bölgede yapılan araştırmalarda oldukça ilginç sonuçlar alınmaya devam ediliyor. Bu bölge üzerinde yapılan araştırmalarda 2015 RR245 adı ile yeni bir cüce gezegen etiketlenirken, gezegen hakkında yapılan araştırmalar ve incelemelerde bu gezegenin en büyük cüce gezegen olduğunun tespit edildiği belirtildi.

                        Konuyla ilgili yapılan açıklamalar ile birlikte uzay tarihin yeni bir kayıt daha düşülürken en büyük cüce gezegen son bulunan ve kod adı 2015 RR245 olan gezegen oldu. Aynı zamanda araştırmalarda farklı gezegenlerin de tespit edildiği belirtildi. Üstelik yeni bulunan yeni gezegen dünya ve Venüs ile oldukça benzer özellikler sergiliyor. Bu bakımdan yaşam izine rastlanması adına bu gezegenler üzerinden araştırmalar yapılmaya önümüzdeki dönemlerde başlayacak.

                        700 Yıl Uzaklıkta!

                        700 kilometre çapında olan cüce gezegen en büyük gezegen olmayı başarırken cüce gezegenin konumunun dünyadan oldukça uzak olduğu da ifade edildi. Yapılan araştırma ve incelemelere göre dünyadan bu cüce gezegene gitmek için yola çıkacak bir kişinin mevcut teknolojiler doğrultusunda 700 yıl boyunca durmadan yol alması gerekiyor. Yeni gelişmeler ile ilgili yapılan açıklamalarda önümüzdeki günlerde araştırmalarını derinleştirilmesi ve cüce gezegene yeni bir ismin verileceği belirtildi.

                        Yorum yap

                        • #13

                          2016''ya 1 Saniye Ekleniyor!

                          2016 yılı itibariyle yılının son saatine bir saniye ekleme yapılacağı belirtildi.

                          International Earth Rotation and Reference Systems Service (IERS) adı verilen kurum dünya çapında küresel saat ve referans çerçevesi üzerinde çalışmalarını sürdürürken kurum tarafından yapılan son açıklamada dünyanın hareketlerine bağlı olarak 2016 sonuna bir saniye daha ekleneceğini belirtti. Yer kürenin hareketlerinden dolayı yaşanan gecikmeler sebebiyle daha önce de benzer uygulamalar yapılırken bir saniyelik ekleme ile birlikte 2016’nın sonunda yerküre ile aynı zaman dilimi kullanılabilecek.

                          Zaman farkının eşitlenebilmesi adına böyle bir işlem yapılırken dünya genelinde yapılacak bu işlemi ile birlikte bir saniye 2016 yılı daha fazla yaşanılacak. Saatler ve dakikalardan ziyade artık saniyelerin dahi aynı olması büyük bir önem taşırken yapılacak hamle ile birlikte büyük farklar kapatılmış olacak.

                          1972’de Başladı

                          Saniye ekleme işlemleri ilk olarak 1972 yılında yapılırken 1972 yılında yapılan bu uygulama pek çok kişi tarafından tuhaf bir şekilde karşılanmıştı. 1972 yılına kadar böyle bir uygulamanın yapılmamış olması gecikmenin daha fazla olmasına neden olurken bu yılda tam 10 saniyelik bir ekleme yapılmış ve böylece eşitleme gerçekleştirilmişti. 1972 yılından sonra ise dört defa daha aynı işlem gerçekleşirken bu işlem tarihleri 2005, 2008, 2012 ve 2015 olarak belirlenmişti.

                          Yorum yap

                          • #14

                            uluslararasi uzay istasyonuUluslararası Uzay İstasyonu (ISS), NASA tarafından sadece devletlerin resmi uzay ajanslarının uyum içinde çalıştığı bir merkez olarak görülmüyor. Ajans, istasyonun aynı zamanda bir iş merkezi olarak da kullanılabileceğine inanıyor.

                            Uluslararası Uzay İstasyonu’nun ticari kullanımı için fikir toplanacak

                            NASA, istasyonun ticari kullanımını artırmaya yönelik fikirleri toplamak için çağrıda bulundu. Yapılan çağrıda, özel teşebbüslerin araştırmacıların aklına gelmeyecek bazı potansiyel kullanım amaçları sunabileceği belirtildi. NASA’ya göre, şirketler fazla kullanılmayan bağlantı noktalarından ve tesisin “özel yeteneklerinden” faydalanmak için yeni yollar geliştirebilir.

                            NASA’nın istasyonun özel amaçlar doğrultusunda kullanımına ilişkin fikirleri temmuz ayının başından bu yana topladığı ve fikir toplama sürecine 29 Temmuz itibarıyla son vereceği ifade edildi. Bütün bu sürecin sonunda istasyonun tam anlamıyla bir iş merkezine dönüşmesi beklenmese de, istasyondaki ticari izlerin daha belirgin bir hal alması şaşırtıcı olmayacaktır.

                            Yorum yap

                            • #15

                              nasa dunya tessNASA’nın Kepler misyonu, binlerce ışık yılı uzaklığındaki yıldız ve galaksileri tarayarak dış gezegenleri bulmaya çalışıyor. Ajansın bir sonraki gezegen avı ise Dünya’ya daha yakın bir bölge içinde gerçekleşecek.

                              NASA Dünya çevresinde Dünya ile benzer boyutlarda gezegenler arayacak. Bu arayışlarda “Transiting Exoplanet Survey Satellite” (TESS) adını taşıyan bir araştırma uydusu kullanılacak. Yıldızları gözlemleyecek olan TESS, yıldızların üzerine düşen gezegen gölgelerini tespit etmeye çalışacak. Gezegenin boyutlarını ölçmek için programlanacak olan uydu, gezegenin yıldızı etrafındaki dönüş süresini hesaplamaya çalışacak. Böylelikle gezegenlerin yaşam için uygun olup olmadığı saptanacak.

                              Dünya ve Dünya boyutundaki gezegenler uzay koşullarında oldukça küçük olduğu için, TESS sadece birkaç ışık yılı uzaklığındaki küçük ve parlak cüce yıldızları inceleyecek.

                              NASA Dünya boyutunda gezegenler aramaya iki yıl içinde başlayacak

                              TESS’in 2017 veya 2018’de uzaya fırlatılması bekleniyor. Uydunun iki yıllık görev süresi boyunca 200 bin yıldızı incelemesi öngörülüyor. Diğer gök cisimlerini ve kozmik fenomenleri de inceleyebilecek olan TESS, büyük kara delikleri ve çift yıldızları da tanımaya katkı sağlayacak.

                              Yorum yap

                              Hazırlanıyor...
                              X