Son Dakika Haberleri Bu Başlıktan verilecektir.

[collo1]

Sandıkları taşıyan askeri araca roketli saldırı

Hakkari merkeze bağlı Ağaçdibi Köyü'nde seçim sandıklarını taşıyan aracı koruyan askeri araca teröristler tarafından roketli ve silahlı saldırı düzenlendi.

[collo1]

Yakıt tankeri yolcu minibüsü ile çarpıştı

İKİTELLİ ile Altınşehir arasındaki TEM yan yolda saat 16.45'de bir yakıt tankeri bir yolcu minibüsü ile çarpıştı. İlk belirlemelere göre kazada 8 kişi öldü, 8 kişi yaralandı.

iste kaza görütüleri http://webtv.hurriyet.com.tr/2/9588/...za-10-olu.aspx

yerinden fotoroflar http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/ga...9798&rid=2kaza

kaza ani görüntüleri http://webtv.hurriyet.com.tr/2/9621/...-kaybetti.aspx

Ölü ve yaralılar çevreye yayıldı. Kazanın haber alınması üzerine olay yerine hemen çok sayıda ambulans ile itfaiye ekibi sevk edildi.
Yaralılar ambulanslarla çevredeki hastaneler ile Bakırköy, Haseki, Vakıf Gureba eğitim ve araştırma hastaneleri ile İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Ölenler arasında çocukların da olduğu belirtildi.

Ölü sayısının artmasınden endişe ediliyor. Kazada Şirinevler ile Başakşehir hattında yolcu taşıyan minibüs kullanılmayacak şekilde parçalandı, tankerin ön kısmı da büyük hasar gördü.

İddiaya göre kazaya minübüs sürücüsünün kırmızı ışıkta geçmesi yol açtı. Tanker sürüsünün kendisine yeşil ışık yandığında yaptığı dönüş sırasında meydana gelen kazayı duyan minibüsteki yolcu yakınları olay yerine geldi. Yolcuların yakınları ile kazayı görerek yardıma koşanlar yerde yatan cesetler ile yaralıları görünce gözyaşlarını tutamadılar.


Minibüs Şoförü Ağır Kusurlu

13 Kişinin Ölümüyle Sonuçlanan Trafik Kazasıyla İlgili Emniyet Raporunda Minibüs Şoförü Ağır Kusurlu Bulundu.


İstanbul TEM İkitelli mevkiinde 13 kişinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasıyla ilgili emniyet raporunda minibüs şoförü Fuat Barın için ağır kusurlu ifadesi kullanıldı.

TEM İkitelli Mevkii'nde önceki gün saat 16.45 sıralarında Fuat Barın'ın kullandığı Bağcılar Yüzyıl-Şahintepesi hattında çalışan 34 M 5384 plakalı yolcu minibüsü ile Adem Gildan idaresindeki su tankerinin kafa kafaya çarpışması sonucu meydana gelen feci kazada 13 kişi hayatını kaybetmişti.

Kazanın ardından hazırlanan emniyet raporunda minibüs şoförü Fuat Barın ağır kusurlu bulundu. Emniyetin, kazanın ardından hazırladığı rapora göre; minibüs sürücüsü, kırmızı ışıkta geçmek, fazla yolcu bulundurmak, Yağmurlu havada aşırı hız yapmak gibi suçlardan ağır kusurlu bulundu. Tanker sürücüsünün ise Yağmurlu havada aşırı hız yapma suçundan kusurlu olduğu tespit edildi.

Kırmızı ışık ihlali nedeniyle meydana gelen "katliam" gibi kaza, Büyükşehir Belediyesi trafik kontrol kamerası tarafından tespit edilirken kazaya karışan minibüsün sürücüsü Fuat Barın'a ehliyet aldığı 2000 yılından itibaren 39 trafik cezası kesildiği ortaya çıktı. 6 kez "tehlikeli araç kullanmak", 18 kez de "fazla yolcu almak" suçlarından ceza alan Barın'a diğer 15 ceza ise "yanlış park etmekten" dolayı kesilmiş. Barın'ın son 1 yılda ise; aşırı yolcu bulundurmaktan 1 trafik cezasının kesildiği belirlendi. Tanker şoförünün ise son bir yılda donanım arızası nedeniyle 1 kez trafik cezası aldığı, toplamda da 4 kez ceza yediği öğrenildi

[collo1]

Canlı Yayında Silahlı Saldırı

ATV'yi Basan Bir Kişi, Etrafa Rastgele Ateş Etti.

Sefaköy'deki ATV stüdyosunu basan kızgın koca dehşet saçtı. Rastgele ateş eden Ayyıldız, bir kişiyi elinden bir kişiyi de kulağından yaraladı.

Edinilen bilgiye göre, ayrı yaşadığı eşi Sabriye Ayyıldız'ın programa katılmasına sinirlenen Ahmet Ayyıldız (41) içeride canlı yayın devam ederken stüdyo binası önüne geldi. Silahını çeken Ayyıldız, eşini programa getirdiğini öne sürdüğü Hüseyin Keleş'i stüdyo önünde vurdu.

Koşarak içeriye girmeye çalışan saldırgana güvenlik görevlileri müdahale etti. Yaşanan arbede sırasında saldırganın silahından çıkan kurşunlardan biri, televizyon kanalında teknik eleman olarak çalışan bir kişiyi de elinden hafif yaraladı.

Saldırgan, güvenlik görevlileri tarafından etkisiz hale getirilerek polise teslim edildi. Saldırganın polis aracın içinde stüdyo binası bahçesinden çıkarılırken basın mensuplarına gülmesi dikkat çekti. Hastaneye götürüle yaralılardan Keleş'in kulağından vurulduğu öğrenildi.

Olay sonrası karakola götürülen saldırganın işlemleri devam ediyor

[collo1]

Tek Tip Askerlikte Gelişme!

Milli Savunma Bakanı Gönül, 'Tek Tip Askerlik' Çalışmalarına İlişkin Önemli Açıklamalarda Bulundu.


Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, ''Tek tip askerlik'' çalışmalarına ilişkin, ''Henüz Bakanlar Kurulu'nda görüşülebilecek bir tasarı seviyesine gelmedi'' dedi.

Gönül, Maldivler Savunma ve Ulusal Güvenlik Bakanı Ameen Faisal ve beraberindeki heyeti kabul etti.

Bakan Gönül, görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Bir gazetecinin, ''Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner'in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinde tek tip askerlikle ilgili dosya verdiğini'' ifade ederek, değerlendirmesini sorması üzerine Gönül, şunları söyledi:

''Konu nihai bir kanun tasarısı haline gelmediği için bir şey söylemek yanlış olur. Bakanlar Kurulu'nda müzakere edilecek aşamaya geldiğinde daha çok bilgi verme şansımız olur. Değişecek bilgileri söylemek yanlış olur. Metin nihai şeklini alsın ondan sonra bilgi verelim.

Başbakan Erdoğan'a verilen dosyayla ilgili ben bir şey bilmiyorum. Bunu da sizden duyuyorum. O konuda bir şey söylemem mümkün değil. Genelkurmay'ın bir açıklaması olmadı bildiğim kadarıyla. Bu konuda siz nasıl bilgi aldınız onu da bilmiyorum açıkçası. Benim bilgim, şu anda bakanlık olarak verebileceğim bilgi, henüz Bakanlar Kurulu'nda görüşülebilecek bir tasarı seviyesine gelmedi.

[collo1]

Maden Ocağında Patlama

Maden Ocağında Patlama

Zonguldak'ta Özel Bir Maden Ocağına Ait Sahada Henüz Belirlenemeyen Bir Sebeple Patlama Meydana Geldi, 3 Kişi Yaralali

Dişlerinizi beyazlatmak için beklemeyin. 1 dakikada beyazlık için tıklayın

Zonguldak'ta, Özel Maden İşletmesinde Meydana Gelen Patlamada 3 Kişi Yaralandı.

3 KİŞİ YARALANDI
Alınan Bilgiye Göre, Gelik Beldesindeki Ayiçi Mevkiinde, Özel Bir Maden Firmasına Ait Ocakta Henüz Belirlenemeyen Nedenle Patlama Meydana Geldi.

Zonguldak'ta, özel maden işletmesinde meydana gelen patlamada 3 kişi yaralandı.

YARALILAR HASTANEYE KALDIRILDI
Alınan bilgiye göre, Gelik beldesindeki Ayiçi mevkiinde, özel bir maden firmasına ait ocakta henüz belirlenemeyen nedenle patlama meydana geldi.

SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Patlamada yaralanan Erol Azaklıoğlu (29), Ahmet Bilgin (32) ve Mutlu Çolakoğlu (19), Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

[collo1]

İnsanın kanını donduran tecavüz

TEKİRDAĞ'da ağabeyinin 13 yaşındaki kızına tecavüz ettiği gerekçesiyle 5.5 yıl hapis yatan 39 yaşındaki maden işçisi Z.K., 16 yaşındaki öz kızı M.K.'ye tecavüz ve 42 yaşındaki baldızı A.A'yı da taciz ettiği iddiasıyla tutuklanarak cezaevine konuldu

1993 yılında Aydın'ın Söke İlçesi'nde eşi kızına 3 aylık hamile iken ağabeyinin 13 yaşındaki kızı D.K.'ye tecavüz ettiği iddiasıyla yargılanan Z.K., bu suçtan 5 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. 2000 yılında cezaevinden çıkan Z.K., 8 yıl Söke'de yaşadıktan sonra 2 yıl önce ailesi ile birlikte Tekirdağ'a göç etti ve yaşamaya başladı.

KIZINA TECAVÜZ, BALDIZA TACİZ

Tekirdağ’da bir kömür ocağında işçi olarak çalışmaya başlayan Z.K. iddiaya göre, eşi 45 yaşındaki H.K.'den olan 16 yaşındaki kızı M.K.'ye tacizde bulundu. Öz kızı M.K.'yı sürekli taciz eden baba Z.K., kızına tecavüz etti. Tecavüzden sabıkalı baba Z.K. son olarak da kendileri ile birlikte yaşayan bekar baldızı 42 yaşındaki A.A'ya önce taciz edip ardından da tecavüze kalkıştı. Ancak A.A'nın direnmesi üzerine tecavüzü gerçekleştiremedi.

2 gün önce eve alkollü gelen Z.K., kızını ve eşini dövdükten sonra evden ayrıldı. Babasından dayak yiyen M.K., annesine babasının 2 yıldır taciz ve tecavüzüne uğradığını söyledi. Bunun üzerine olaya şahit olan A.A. da eniştesinin evde kimsenin olmadığı sırada kendisine tecavüz etmek istediğini söyledi.

Bunun üzerine anne H.K., kızı M.K. ve kardeşi A.A. ile birlikte geçen Pazartesi günü polis merkezine giderek yaşadıklarını anlattı ve Z.K.’dan şikayetçi oldu. Üzerinde sahte kimlik taşıyan Z.K. ise dün sahaba karşı polis tarafından gözaltına alındı.

İfadesinde suçlamaları kabul etmeyen Z.K., “Öz yeğenimin iftirası sonucu 5.5 yıl hapis yatıp çıktım. Ama ben kimseye tecavüz etmedim. Bir insan öz kızına bunu nasıl yapar. İnsanın öz kızına nefsi uyanır mı? Kızım ve baldızım bana iftira atıyor. Adli Tıptan raporlar gelince suçsuz olduğum ortaya çıkacak” dedi.

TUTUKLANDI

Polisteki işlemlerinin ardından Tekirdağ Adliyesi’ne sevk edilen Z.K, ‘Cinsel saldırı ve cinsel taciz suçlarından’ tutuklanarak Tekirdağ Cezaevi'ne konuldu. Adliye çıkışı Z.K., kendisini görüntüleyen gazetecilere, “Sizinle raporlar gelince hesaplaşacağız” dedi.

[collo1]

Reuters: Samsun-Ceyhan boru hattı görüşmeleri durdu

Rusya’nın petrol dağıtım ağı tekeli Transneft’in Başkanı Nikolai Tokarev, Karadeniz ile Akdeniz arasında petrol aktarımı gerçekleştirmesi planlanan Samsun-Ceyhan boru hattı görüşmelerinin durduğunu söyledi. Rusya Başbakanı Vladimir Putin geçen hafta bu konuda Türkiye'ye söz verdiklerini belirtmişti.

Tokarev Reuters haber ajansına yaptığı değerlendirmede, Boğazlardaki gemi trafiğini azaltıp, Karadeniz’in Bulgaristan sınırından Yunanistan’ın Dedeağaç limanına petrol taşıyacak rakip projenin çok daha çekici olduğuna dikkat çekti.

Transneft Başkanı, “Elbette Burgaz-Dedeağaç projesi kullanım açısından daha uygun… Bu konuda çok çalıştık, fizibilite araştırmaları yaptık. Bu yıl projenin inşaatına başlayabilirdik” dedi.

Tokarev ayrıca, “Samsun-Ceyhan ne kadar önemli olsa da aklımıza takılan ve cevap bulması zor birçok soru var” dedi ve Önerilen nakliye ücretleri Boğazları kullanmak için verilen miktardan daha pahalı olduğuna dikkat çekti.

Rusya Başbakanı Vladimir Putin geçen hafta, düzenlenen bir toplantıda, “Başbakan Erdoğan’a söz verdik, Samsun-Ceyhan'ı birlikte yapacağız” demişti.

Bulgaristan’ın Sosyalist hükümeti onlarca yıl süren siyasi çekişmelerin ardından 2007’de, Rusya ve Yunanistan’la Balkanlar üzerinden geçecek bir boru hattı için anlaşma imzalamıştı.


Avrupa Birliği’nin en zayıf ülkesi olan Bulgaristan, çevresel riskler ve elde edeceği ekonomik faydaların azlığı yüzünden, Haziran ayında yaklaşık 1.29 milyar dolarlık bu projeden ayrılmayı istediğini söylemişti.

Transneft bu boru hattının yüzde 33’lük hissesine sahip bulunurken, Rusya’nın en büyük ham petrol üreticisi Rosneft ve doğalgaz devi Gazprom’un petrol birimi Gazprom Neft de birlikte projede aynı oranda hisseye sahip. Projede geri kalan kısım ise Yunanistan ve Bulgaristan’ın yönetiminde bulunuyor.

[collo1]

Ayin mi? Provakasyon mu?

Uluslararası Ayasofya Koalisyonu üyesi 250 Amerikalı Yunan, yarın Ayasofya'da ayin konusundaki son hazırlıkları yapıyor. Batı Trakya'nın Dedeağaç şehrinde bu akşam toplanacak olan grup, otobüslerle yarın İstanbul'a hareket edecek.

Uluslararası Ayasofya Koalisyonu'nun Ayasofya'da 17 Eylül'de ayin yapma girişimine Fener Rum Patrikhanesi ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Dimitris Druças tepki gösterdi.

Uluslararası Ayasofya Koalisyonu'nun kurucu başkanı ve ABD Demokrat Parti eski milletvekili Chris Spirou'nun öncülüğünde hareket eden grup, Türk makamlardan izin talebinde bulunmamıştı. Atina Amerikan-Yunan Birliği'nin başkanlığını da yapan Spirou, Ayasofya'da ayin yapma talebini ilk defa geçen yıl Mayıs ayında, siyasi konulara karışmasıyla ünlü Selanik Metropoliti Anthimos ile yaptıkları basın toplantısında dile getirmişti.



"PEYGAMBER MUHAMMED HIRİSTİYANLARA İZİN VERMİŞTİ"

Yunan basın-yayın organlarına konuşan Spirou, "İzin almak için herhangi bir neden yok. Başbakan Erdoğan'ı bilgilendiren iki mektup yazdım. Cevap alamadım." açıklamasında bulundu. "Bu yaptığınız provokasyon değil mi? sorusuna ise Spirou, "İbadet yapmak ne zamandan beri provokasyon? Peygamber Muhammed, dini ibadetlerini yapabilmeleri ve engellenmemeleri için Hıristiyanlara saygı gösterilmesini istemişti. Bugün Erdoğan, insan haklarına saygı gösteren bir lider." cevabını veriyor. İstanbul'un Avrupa Kültür Başkenti seçildiğini hatırlatan Spirou, 557 yıl sonra Ayasofya'da ayin yapmalarına izin verilmesini istiyor. Spirou, konuya ilişkin 16 Eylül 2009 tarihinde Erdoğan'a bir mektup göndermişti.

GRUP HUKUKİ YOLLARI PLANLADI

Spirou'nun yaptığı açıklamaya göre, Selanik ve İstanbul'dan ayine katılmak için yoğun bir talep var. Ayasofya'da ayin konusunda hukuki yollarla da mücadele etmeyi planlayan grup, bu konuda iki hukukçuyu görevlendirdi. Biri, ABD eski başkanlarından Bill Clinton'un hukuk danışmanı Lanny Davis, diğeri ise Loizidou davası ile tanınan Rum avukat Ahileas Dimitriadi. Lanny Davis, İstanbul'da Türk hükümetiyle izin konusunda müzakerelerde bulunacak. Dimitriadis ise Davis'in girişimlerine rağmen ayine izin verilmemesi durumunda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde açılması planlanan davayı takip edecek.

Yarın İstanbul'a hareket edecek 250 kişilik grup, önce biletsiz olarak Ayasofya Müzesi'ne girerek ayin yapmayı deneyecek. Buna izin verilmemesi durumunda ise müze dışında ayin yapma girişiminde bulunacak.

haber bilgi amac lidir lütfen yorum yazmayali

[collo1]

Provokatif Ayin İptal Edildi!

Ayasofya Camisi'nde Ayin Adı Altında Gerçekleştirilmek İstenen Provokasyon Girişimi Ertelendi

Ayasofya Camii'nde ayin yapmak için Yunanistan'dan Türkiye'ye gelmek istedikleri açıklanan grubun eyleminin iptal edildiği yönündeki haberler, cami önündeki önlemlerin de kaldırılmasını sağladı.

Washington'da 'Uluslararası Ayasofya Koalisyonu' isimli bir grubun girişimiyle Ayasofya Camii'nde ayin yapılmak istenmesi, provokasyon girişimi olarak nitelenmiş ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri de devreye girerek önlem alınmıştı. Ayin nedeniyle Türkiye'deki Rum vatandaşların tepki görebileceği endişesiyle yetkililer girişimin iptal edilmesine çalışmıştı. Ayin girişimi nedeniyle cami önünde güvenlik önlemi alınması kararlaştırılmıştı. Grubun Cuma günü cami önünde olması planlanmıştı.

Ancak yetkililerin girişimleriyle eylemin iptal edildiği belirtildi. Sabah saatlerinde cami önünde güvenlik önlemi alınmadığı gözlendi

[collo1]

Stalin'in Ürküten Türkiye Planı

Stalin Dönemine Ait Ortaya Çıkarılan Belgelerde Türkiye Üzerine Yapılan Planlar Gün Yüzüne Çıkıyor.

Son Zamanlarda Rusya Komünist Partisi Başkanı Gennadi Zyuganov Dahil Bazı Rus Tarihçiler, İkinci Dünya Savaşı Sırasında Türkiye'nin Sscb'ye Saldırmayı Planladığını İddia Ederken, Ülkenin Askeri Arşivinden Çok Önemli Belgeler Ortaya Çıktı.

Son zamanlarda Rusya Komünist Partisi Başkanı Gennadi Zyuganov dahil bazı Rus tarihçiler, İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye'nin SSCB'ye saldırmayı planladığını iddia ederken, ülkenin askeri arşivinden çok önemli belgeler ortaya çıktı. Belgelere göre, SSCB lideri Josef Stalin'in savaş öncesi İstanbul, Ankara ve İzmir'deki askeri hedefleri bombalamayı planladığı ortaya çıktı.


Rusya'nın sayılı istihbarat yazarı, tarihçi ve belgesel yapımcısı Leonid Mleçin "Dış İstihbarat Tarihi" adlıyla kaleme aldığı kitabında, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Sovyet ajanlarının kafa karıştırdığını belirtti. Bu bağlamda Moskova'nın 1940 yılında Almanya yerine İngiltere ve Türkiye'yi hedef almayı planladığı kaydedildi. Rus askeri arşivinde önemli belgeleri ortaya çıkaran tarihçi Aleksey Stepanov'un çalışmalarına atıfta bulunan Mleçin'e göre, Sovyet Savunma Komiserliği'nin talimatıyla Güney Kafkasya ve Odessa askeri bölgesinin hava kuvvetleri komutanlığı, Orta Doğu'daki önemli askeri tesisleri bombalamak için tatbikat yapıyordu. Bu planlar çerçevesinde Sovyet uçakları Ankara, İstanbul, İzmir ve Çanakkale boğazını da bombalamayı planlıyordu.


Ayrıca, Sovyet Askeri Deniz Donanması Komiserliği de bu saldırılar çerçevesinde bir dosya da hazırlamıştı.

Söz konusu plana göre:

Karadeniz-Akdeniz bölgesinde bombalanacak askeri üsler:

Karadeniz'de- Köstence ve Varna

Marmara Denizi'nde- İstanbul

Ege Denizi'nde- Selanik, İzmir

Akdeniz'de-İskenderiye, Hayfa, Malta"

Bu planlarla ilgili SSCB Hazar Denizi donanmasının deniz istihbaratına da özel görevler verilmişti. Bu görevler çerçevesinde Orta ve Yakın Doğu'da tüm gelişmeler takip ediliyordu. Pilotlara, Türkiye, Irak ve İran'daki hava üsleri, hava savunma sistemleri ve teknik donanımlarıyla igili bilgeler dağıtılmıştı. Deniz Donanması Ana Karargahı'ndan Karadeniz donanmasına ait Hava Kuvvetleri İstihbarat Dairesi Başkanı'na gönderilen 22 Mart 1940 tarihli acil mektupta şöyle deniliyordu: "Size Türkiye'nin, İran'ın, Irak'ın.. hava kuvvetleriyle ilgili bildiri gönderiyorum. Bunları, size 20 Mart'ta ulaştırılan bilgilerle karşılaştırınız. Bizzat haritada durumu inceleyiniz ve hemen kendi komutanlığınıza bildiriniz. Aynı zamanda başka birim, alay ve hava timlerine ait istihbarat dairesi başkanlarından da haritadaki bu bilgilerin ele alınmasını talep ediniz."

[collo1]

Rusya, Suriye'ye dünyanın en gelişmiş füzelerinden olan Yakhont füzelerini satmaya hazırlanıyor. Moskova'yı bu satışı durdurması konusunda ikna edemeyen İsrail ise Rusya'yı, "Biz de sizin düşmanınıza silah satarız" diye tehdit ediyor.


İsrail'in uzun bir süredir engellemeye çalıştığı Rusya'nın Suriye'ye füze satma kararı, İsrail'de öfke ve tepkilere neden oldu.

İsrail'in Yedioth Ahranot gazetesi, Rusya'nın "Suriye'ye gelişmiş Cruise füzeleri sağlayacağını" manşetten duyururken, haberi, "Rusya ile Füze Krizi" başlığı altında verdi.

İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın 1.5 hafta önce Moskova ziyaretinin ardından gelen kararı, "İsrail'in yüzüne bir tokat" olarak nitelendiren gazete, Rusya'nın, donanma gemileri için tehlike yaratacak Yakhont füzelerini satış kararını açıkladığını belirterek, buna karşın İsrailli yetkililerin de "Biz de onların (Rusya) düşmanlarına silah sağlayacağız" tehdidinde bulunduğunu duyurdu.

İsrailli bir yetkili gazeteye, İsrail'in üçüncü dünya ülkelerine "stratejik", dengeyi bozacak silahlar satmaktan kaçındığını ifade edip, bu nedenle Rusya'nın da aynı şekilde davranması beklentisinde olduklarını kaydetti.

İsmi verilmeyen İsrailli yetkili, "Tam da Filistinlilerle barış müzakerelerine başlandığı sırada, (Lübnan'daki) Hizbullah'ın iki önemli destekçisinden biri olan Suriye'ye gelişmiş silahların sağlanması, Ortadoğu'daki ılımlı güçleri cesaretlendiren bir hareket olmamıştır. Bu daha çok aşırıcı devletlere bir ödüldür" dedi.

NETANYAHU: RUSYA'YI İKNA EDEMEDİK
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise süpersonik Yakhont füzeleri satışıyla ilgili olarak "yoğun diplomatik çabalara rağmen, Rusya'yı, Suriye'ye füze satışını durdurma konusunda ikna edemediklerini" söyledi.

Netanyahu, bugün toplanan haftalık olağan Bakanlar Kurulunun basına kapalı bölümünde, Rusya'nın P-800 olarak da bilinen füzelerin Suriye'ye satılmasını, İsrail için bir "sorun" olarak nitelendirdi.

Haaretz gazetesinin internet sitesine göre, Netanyahu, Rus yetkililerle konuyla ilgili her düzeyde müzakereler yapıldığını söyleyerek, "üzgünüz ki anlaşma aşamalar halinde yürüyor ve bu da İsrail için sorun yaratıyor" dedi.

Netanyahu, İsrail'in kısa süre önce hava kuvvetlerini ABD'de yeni geliştirilen F-35 uçaklarıyla güçlendirme kararında, Suriye füzelerinin etkili olduğunu sözlerine ekledi.

RUSYA İLE SURİYE 2007'DE ANLAŞMIŞTI
Rusya ile Suriye arasındaki anlaşma 2007'de imzalanmış, geçen ay Netanyahu, Rusya Başbakanı Vladimir Putin ile konuşup, silahların Hizbullah'ın eline geçeceği gerekçesiyle, anlaşmayı iptal etmesini istemişti.

İsrail Savunma Bakanı Barak da geçtiğimiz günlerde aynı misyon doğrultusunda Moskova'ya bir ziyarette bulunmuş ve Putin'in yanı sıra Rusya Savunma Bakanı Anatoliy Serdyukov ile görüşmüştü.

Bazı İsrail basın organları, P-800 füzelerinin 2006'da Hizbullah'la girişilen ikinci Lübnan Savaşı sırasında bir donanma gemisini vuran füzeden çok daha tehlikeli olduğunu, bu füzelerin nihayetinde Hizbullah'a ulaşacağı iddiasında bulundu.

Yakhont füzelerinin hızı nedeniyle dünyanın en gelişmiş füzelerinden olduğu belirtilirken, 300 km'yi bulan menziliyle İsrail'in Akdeniz'deki gemileri için bir risk oluşturduğu savunuluyor.

Rusya Savunma Bakanı Serdyukov, resmi bir ziyaret için gittiği Washington'da, Suriye ile yapılan "Yakhont satışıyla ilgili sözleşmenin gereğini yerine getireceklerini" söylemiş, "Suriye'ye benzer bir sistem daha önce verildi. Yakhontlar ise daha önce verilen sistemin daha moderni. Önceki sistem teröristlerin eline geçmediyse, bu vereceğimiz yeni sistem niye geçsin?" demişti.

[collo1]

İran: 'Uzaya beraber çıkalım'

Türkiye’ye Cumhurbaşkanı yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi’nin yanı sıra 40 iş adamı, 20 kamu görevlisiyle birlikte gelen İran, 20’den fazla anlaşma teklifi hazırlamış

Bu teklifler arasından en dikkat çekici olanı ise İran ve Türkiye arasında yapılacak ortak bir çalışma ile uzaya insan göndermek. ‘Feza Anlaşması’ adıyla masaya gelen anlaşmada 2017 yılında uzaya insan gönderme projesi yer alıyor. Habertürk’ün haberine göre Türkiye henüz bu öneriye bir yanıt vermedi. Bu yılın başında uzaya içinde canlı bir hayvan bulunan roket gönderen İran, insanlı uzay aracı için de çalıştıklarını açıklamıştı. Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, 2019’dan önce uzaya insan göndermeyi plandıklarını belirtmişti. Yurt dışı kaynaklarda ise bu durum rahatsızlık yarattı. İran’ın uzay çalışmaları kapsamında kullanacağı roketlerin nükleer başlıkların fırlatılmasında da kullanılbileceği konusunda endişeler var.

[collo1]

Failler Yakalandı

İstanbul'da düzenlenen terör operasyonunda yakalanan 3 kişinin, İskenderun Deniz İkmal Destek Komutanlığı'na düzenlenen roketatarlı saldırı ve Osmaniye'de bir subay eşinin şehit edilmesiyle bağlantılı olduğu açıklandı.

[collo1]

Yarımağan İstifa Etti

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan'ın İstifa Ettiği Öğrenildi.

KPSS'de Eğitim Bilimleri Testi ile ortaya çıkan ve daha sonra diğer testlerde de kopya çekildiğine dair bulguların ortaya çıktığı Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nde, gözler ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan'a çevrilmişti. Yarımağan'ın istifa edip etmeyeceği tartışılıyordu.

BAŞKANLIKTAN İSTİFA ETTİ
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan'ın başkanlıktan istifa ettiği öğrenildi.

KPSS OLAYLARI NEDEN OLDU
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Yarımağan, son günlerde KPSS ile ilgili iddialar konusundaki gelişmeler üzerine başkanlık görevinden ayrıldı.

[collo1]

Bir subay daha intihar etti!

Heybeliada Deniz Lisesi Komutanlığında görevli Deniz Yüzbaşı D.İ, lojmanda tabancayla intihar etti.

Başbakan’a verilen Deniz Kuvvetleri içerisinde yapılanan bir fuhuş çetesini konu alan mavi dosyada ismi geçen Deniz Yüzbaşı Doğan Akın, Heybeliada’daki lojmanında intihar etti.

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın tarafından geçtiğimiz 18 Ağustos’ta Başbakan Erdoğan’a Atatürk Havalimanı’nda mavi bir dosya sunuldu. Mavi dosyaya özel ilgi gösteren Başbakan dosyayı kendi elleriyle aracının bagajına koydu. İddiaya göre, dosyanın içeriğinde İstanbul’da yürütülen çok gizli bir fuhuş çetesi operasyonuna ilişkin bilgiler yer alıyordu.

Bir çetenin, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli aralarında generallerin de bulunduğu çok sayıda önemli isme şantaj yapmak üzere fuhuş çetesi kurdurduğu ve elde ettiği görüntülerle önemli subaylara şantaj yaptığı bilgisi vardı. Dosyada ayrıca adı fuhuş operasyonuna karışan generallerin listesi de vardı. Konuyla ilgili başlatılan soruşturmada aralarında askeri öğrencilerin de bulunduğu onlarca muvazzaf subay ve öğrenicinin ifadesi alındı. Soruşturma dosyasında geçtiğimiz yıl adı amirallere suikast dosyasında geçtiği için intihar eden Albay Ali Tatar’ın da ismi vardı. Tatar’ın ardından dosyada ismi bulunan bir subay daha önceki gün intihar etti.

İsminin Başbakan’a verilen mavi dosyada geçtiği öğrenilen Yüzbaşı Doğan Akın Heybeliada’da bulunan lojmanlardaki dairesinde canına kıydı. Akın’ın daha önce amirallere suikast davası kapsamında İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ifadesinin de alındığı öğrenildi.

Ergenekonda adı geçen 10 asker intihar etti

- Emekli Jandarma Albay Ab-dülkerim Kırca (10 OCAK 2009) JİTEM’in eski Diyarbakır Bölge Komutanıydı.

- Özel Harekât Dairesi Başkanı Behçet Oktay (27 ŞUBAT 2009) Tabancasıyla aracında ölü bulundu.

- Kıdemli Yüzbaşı Olgun Ural (26 MART 2009) Eğitim Komutanlığı’nda görevliydi.

- Emekli Albay Belgütay Varımlı (21 KASIM 2009) İstanbul’da 9. kattaki evinin balkonundan atlayarak yaşamına son verdi.

- Deniz Yarbay Ali Tatar (19 ARALIK 2009) Amirallere suikast soruşturmasında 9 gün tutuklu kaldıktan sonra 16 Aralık’ta serbest bırakılmıştı. Tekrar yakalama kararı çıkınca Tatar evinde intihar etti.

- Albay Berk Erdem (9 Şubat 2010) İzmir’de intihar etti.

- Üsteğmen Sema Koç (2 Mart 2010) GATA’da çalışan Koç (28), Ankara’da lojmanda canına kıydı.

- Üsteğmen İbrahim Ünal Sarıoğlu (13 Mart 2010)

- Uzman Çavuş Erdem Acar (16 Mart 2010) n Ast. Atakan Timuroğlu (23 Mart 2010)