• If this is your first visit, be sure to check out the FAQ by clicking the link above. You may have to register before you can post: click the register link above to proceed. To start viewing messages, select the forum that you want to visit from the selection below.

Duyuru

Gizle
No announcement yet.

Bilgisayar Donanım hakkında önemli detaylar

Gizle
X
 
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Sil
new posts

  • yazıcılarda (printer) yaşanan ‘sürekli çıktı alma’ sorununun çözümünü sizlerle paylaşacağız.
    Günlük yaşantımızın hemen her alanında kullandığımız yazıcılarda yaşanan sorunlardan bir tanesi olan ‘sürekli çıktı alma’ sorununun çözümü için gerekli araştırmayı siz değerli makale okurlarımız için gerçekleştirmiş bulunmaktayız. Sorunun çözümü için yapılması gereken işlemleri görsel ve yazılı olarak paylaşacağız. Eğer ki yazıcınız ‘sürekli çıktı alıyor’ ise, bu sorunun çözümüne için aşağıdaki adımları izlemeniz olacaktır.
    • Öncelikle ‘Bilgisayar (Bu Bilgisayar)’ → ‘Windows (C → ‘Windows’ → ‘System32’ → ‘Spool’ → ‘PRINTERS’ klasöründe bulunan (tüm) dosyaları siliyoruz.


    • Masaüstünde ‘Görev Çubuğu’ üzerinde sol tarafta bulunan arama simgesine (mercek simgesi) bölümüne tıkladıktan sonra açılan kutucuğa ‘Çalıştır’ yazıp Enter’a basıyoruz ve üst tarafta açılan pencerede ‘Çalıştır’ menüsüne tıklıyoruz.



    • Açılan penceredeki ‘Aç:’ kutucuğuna ‘services.msc’ yazdıktan sonra ‘Tamam’ butonua tıklıyoruz.



    • Açılan ‘Hizmetler’ penceresinde, ‘Printer Spooler’ (Yazdırma Biriktiricisi) servisi/hizmeti üzerine üzerine gelip sağ tıkladıktan sonra açılan menü listesinde ‘Stop’ (Durdur) menüsüne tıklayıp servisi durduruyoruz.
    • Yaptığımız işlemler sonrasında yazıcıya gönderdiğimiz bütün yazdırma komutlarının silinmiş olduğunu göreceksiniz.
    • İşlemlere başlamadan önce yazıcıya gönderdiğiniz bir çıktı olup olmadığını kontrol etmenizde ve yazıcı kablo değişikliği yapmanızda fayda var.




    İyi gezintiler dileriz.

    Yorum yap


    • Evimizde, işyerimizde, ofisimizde kullandığımız yazıcılarda, yaşanan ‘Atanamayan Yazıcı’ (‘0X00000709’ Hatası) sorununun çözümü için, işlemlerin nereden ve nasıl yapılacağını sizlerle paylaşacağız.
      Yazıcı kullananların birçoğu, son zamanlarda artış gösteren ‘Atanamayan Yazıcı’ (‘0X00000709’ Hatası) sorunu sonrasında nasıl bir yol izleyeceklerini bilmedikleri için konunun araştırmasını siz değerli makale okurlarımız için gerçekleştirmiş bulunmaktayız. İşlemler için aşağıdaki adımları izlemeniz yeterli olacaktır.
      • İlk olarak masaüstü ekranında sol alt köşede bulunan arama simgesine (mercek simgesi) tıklayıp arama kutucuğuna ‘regedit’ yazdıktan sonra Enter’a basıyoruz.
      • Devamında üst kısımda açılan pencerede ‘Regedit’ menüsüne tıklayıp işlemlere devam ediyoruz.

      • Açılan ‘Regedit’ (Kayıt Defteri Düzenleyicisi) penceresinde sol tarafta menü listesinde, ‘HKEY_CURRENT_USER’ menüsü yanındaki ok simgesine tıklıyoruz.
      • Açılan alt menüler içerisinde ‘SOFTWARE’ menüsü yanındaki ok simgesine tıklıyoruz.




      • Açılan alt menülerden ‘Microsoft’ menüsü yanındaki ok simgesine bölümüne tıklıyoruz.




      • Açılan alt menüler içerisinde ‘Windows NT’ menüsü yanındaki ok simgesine tıklıyoruz.




      • ‘Windows NT’ menüsünün altında yer almakta olan, ‘CurrentVersion’ menüsünün üzerine geldikten sonra sağ tıklayıp, açılan menü listesinden ‘İzinler’ menüsüne tıklıyoruz.

      • Açılan pencerede ‘RESTRICTED’ ve ‘SYSTEM’ kullanıcı grupları olması gerekiyor; bunları gördükten sonra işlemlere kaldığımız yerden devam ediyoruz.

      • Aynı pencerede ‘Grup ya da kullanıcı adları’ kutucuğunun altındaki ‘Ekle…’ butonuna tıklıyoruz.
      • Açılan penceredeki metin alanına ‘Everyone’ yazdıktan sonra ‘Tamam’ butonuna tıklıyoruz.
      • Daha sonra ‘Everyone’ ve ‘SYSTEM’ kullanıcılarını/kullanıcı gruplarını seçtikten sonra ‘Uygula’ butonuna tıklıyoruz.
      • Yazıcı kuyruğuna atanmış yazdırma istek ve işlemlerini iptal ettikten sonra veya bilgisayarı yeniden başlattıktan sonra çıktı alabilirsiniz.

      Yorum yap


      • NVIDIA Volta V100 GPU’sunu kullanan Tesla V100 PCIe grafik kartı duyuruldu.

        Geçtiğimiz günlerde düzenlenen International Supercomputing Conference (ISC) etkinliğinde NVIDIA Volta V100 grafik işlemcisini kullanan Tesla V100 grafik kartı duyuruldu. Tesla V100, PCIe ara birimini kullanacak. Bu yeni grafik kartı, elektrik santrallerine yönelik tasarlanmış. Şu anda kullanılan muadillerine göre çok daha yüksek performans ve daha verimli tüketim vaat ediyor.
        NVIDIA Tesla V100 PCIe Özellikleri

        Yeni TSMC 12nm FFN (FinFET NVIDIA) işlem birimi
        Bu işlem birimi, NVIDIA’nın Volta GPU’larına özel olarak geliştirildi

        14 Teraflop FP32 / 27 TFLOP FP16 işlem gücü
        Grafik yongasında 21 milyar transistör
        TDP değeri 250 Watt
        GPU, 815 milimetrekare büyüklüğünde
        NVIDIA Volta GV100 GPU, altı tane GPC’den (grafik işlem kümesi) oluşuyor
        84 Volta akış çoklu işlem ünitesi ve 42 TPC barındırıyor

        Bellek mimarisi 8 adet 512 bit bellek kontrolcüsü ile yükseltildi
        Toplamda 16 GB video belleğine kadar destek sağlıyor

        Bant genişliği 878 MHz
        Bu da transfer hızını 900 GB/s olarak ayarlıyor

        Yongada toplamda 5376 CUDA çekirdeği bulunuyor
        84 SM var ve her SM’de 64 CUDA çekirdeği var

        Yongada toplamda 6 MB L2 önbellek bulunuyor
        NVLINK desteği yok
        Soğutması pasif, çift slotlu, altın ve siyah renklere sahip
        Rakipleriyle kıyaslandığında daha düşük güç tüketimi ve daha yüksek performans sağlıyor

        Yeni Tesla V100 kartının özellikleri kısaca bu şekilde. Diğer Tesla V100 grafik kartlarının özellikleri ise şöyle:
        NVIDIA Tesla Grafik kartı Tesla K40
        (PCI-Express) Tesla M40
        (PCI-Express) Tesla P100
        (PCI-Express) Tesla P100
        (PCI-Express) Tesla P100 (SXM2) Tesla V100 (PCI-Express) Tesla V100 (SXM2)
        GPU GK110 (Kepler) GM200 (Maxwell) GP100 (Pascal) GP100 (Pascal) GP100 (Pascal) GV100 (Volta) GV100 (Volta)
        İşlem birimi 28nm 28nm 16nm 16nm 16nm 12nm 12nm
        Transistör 7.1 milyar 8 milyar 15.3 milyar 15.3 milyar 15.3 milyar 21.1 milyar 21.1 milyar
        GPU Çekirdek boyutu 551 mm2 601 mm2 610 mm2 610 mm2 610 mm2 815mm2 815mm2
        SM miktarı 15 24 56 56 56 80 80
        TPC miktarı 15 24 28 28 28 40 40
        CUDA Çekirdekleri (SM başına) 192 128 64 64 64 64 64
        CUDA Çekirdekleri (Toplam) 2880 3072 3584 3584 3584 5120 5120
        FP64 CUDA Çekirdekleri / SM 64 4 32 32 32 32 32
        FP64 CUDA Çekirdekleri / GPU 960 96 1792 1792 1792 2560 2560
        Temel Hız 745 MHz 948 MHz Belirlenmedi Belirlenmedi 1328 MHz Belirlenmedi 1370 MHz
        Boost Hızı 875 MHz 1114 MHz 1300MHz 1300MHz 1480 MHz 1370 MHz 1455 MHz
        FP16 işlem gücü Mevcut değil Mevcut değil 18.7 TFLOP 18.7 TFLOP 21.2 TFLOP 28.0 TFLOP 30.0 TFLOP
        FP32 işlem gücü 5.04 TFLOP 6.8 TFLOP 10.0 TFLOP 10.0 TFLOP 10.6 TFLOP 14.0 TFLOP 15.0 TFLOP
        FP64 işlem gücü 1.68 TFLOP 0.2 TFLOP 4.7 TFLOP 4.7 TFLOP 5.30 TFLOP 7.0 TFLOP 7.50 TFLOP
        Yapı ünitesi 240 192 224 224 224 320 320
        Bellek arayüzü 384-bit GDDR5 384-bit GDDR5 4096-bit HBM2 4096-bit HBM2 4096-bit HBM2 4096-bit HBM2 4096-bit HBM2
        Bellek boyutu 12 GB GDDR5 @ 288 GB/s 24 GB GDDR5 @ 288 GB/s 12 GB HBM2 @ 549 GB/s 16 GB HBM2 @ 732 GB/s 16 GB HBM2 @ 732 GB/s 16 GB HBM2 @ 900 GB/s 16 GB HBM2 @ 900 GB/s
        L2 Önbellek boyutu 1536 KB 3072 KB 4096 KB 4096 KB 4096 KB 6144 KB 6144 KB
        TDP 235W 250W 250W 250W 300W 250W 300W
        NVIDIA Tesla V100 PCIe Çıkış Tarihi

        NVIDIA Tesla V100 SMX2 modeli halihazırda kullanıcılara sunuldu. Bu kartın PCI express sürümünün de yıl sonuna doğru dağıtımcı şirketlere ulaşması bekleniyor.

        Yorum yap


        • Bu araçlar ile sahip olduğunuz USB belleklerin sahte veya taklit olup olmadığını kontrol edebilirsiniz.

          Sahte ve taklit ürünler her alanda kullanıcıların canını sıkan talihsizlikler. Teknoloji piyasası de bu dertten arınmış sayılmaz. Özellikle depolama ürünleri son yıllarda bu tip sahtecilik aktivitileri için bir yuva olmuş durumda.
          İkinci el satın aldığınız bir USB belleğin veya SD kartın size söylenenden daha düşük bir bellek hacmine sahip olup olmadığını ve bu nedenle taklit olup olmadığını test edebileceğiniz birden fazla yazılım mevcut. Bu yazımızda bu işi en iyi yapan dört uygulamayı listeledik.

          H2testw

          Yıllarca bellek testlerinde bir tekel olan H2testw, her ne kadar alternatiflerin çoğalması ile eski popülaritesini yitirmeye başlasa da, hala alanındaki en etkili araçlardan biri. Ancak aracın uzun süredir güncellenmemiş olması, modern USB belleklere uygulanan testlerin alternatiflerine kıyasla daha uzun sürmesine neden oluyor.



          Yine de listemizdeki en geniş çaplı ve en etkili taramayı bu araç sağlıyor. Belleğinizdeki boş alana 1 GB boyutunda geçici veri yazıp bu veriyi geri okuyarak orjinallik testi sağlayan bu aracı kullanmanın en sağlıklı yolu ise belleği önceden biçimlendirmek.
          Eğer aracın geri okuduğu veri, yazdığı veri ile aynı değilse belleğinizin orjinalliğinden şüphe etmeye başlayabilirsiniz.
          Aracın orijinli Almanca dilinde ancak ufak bir ayarla dili İngilizceye çevirebilirsiniz.

          FakeFlashTest

          RMPrepUSB adlı çok amaçlı bir USB aracının pek çok servisinden biri olan FakeFlashTest, popülerliği sayesinde ayrı bir program olarak yayınlandı. Çoğu alternatifinin aksine oldukça yeni olan bu araç, modern USB bellekleri çok daha hızlı tarayabiliyor.
          FakeFlashTest iki farklı tarama seçeneği sunuyor. İlk seçenek olan hızlı tarama, belleğe 512 byte boyutunda küçük bir dosya yazıp geri okuyor ve bu sayede oldukça hızlı bir tarama gerçekleştiriyor. İkinci seçenek olan yavaş tarama ise H2testw gibi belleğe daha büyük boyutlu bir dosya yazıyor. Aracın yeni ve modern belleklere uyumlu olması, tarama süresini daha kabul edilebilir sürelere indiriyor.




          Dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta ise hızlı taramanın o anda bellekte bulunan dosyaları silecek olmasıdır. Bu yüzden taramadan önce verilerinizi mutlaka yedekleyin.

          USB Flash Drive Tester

          H2testw gibi nispeten eski olan USB Flash Drive Tester, yine H2testw aracına benzer bir şekilde çalışıyor. Belleğe büyük bir dosya yazıp geri okuyan ve sonuçları karşılaştırıp bir sonuç sunan bu araç ayrıca kurulum gerektiriyor.




          Programı çalıştırıp taranacak diski seçtikten sonra Select test type listesinden Write, read and compare seçeneğini işaretleyip taramaya başlayabilirsiniz.

          ChipGenius

          Listemizdeki diğer araçların aksine belleğinize veri yazmayan ChipGenius, belleğinizin içindeki çipin verilerini okuyup kullanıcıya bellek ile ilgili detaylı bilgiler sunuyor.




          Yapmanız gereken tek şey programı çalıştırmak ve listeden USB belleğinizi seçip altta listelenen bilgilerin belleğiniz ile uyumlu olup olmadığını kontrol etmek.

          Yorum yap


          • AMD’nin yeni VEGA GPU’ları güç kaynağı gereksinimini yukarı taşıyacak gibi.

            Radeon RX Vega adıyla piyasaya çıkacak olan ve Vega 10 silikonu üzerine temellendirilen ekran kartları hakkında yeni bilgiler gelmeye devam ediyor. Son gelen haberlere göre kartları SIGGRAPH 2017 etkinliğinde, Temmuz sonu gibi görebileceğiz.
            AMD tarafından son kullanıcılar için duyurulan ilk VEGA temelli kart Radeon Pro Vega Frontier Edition olmuştu. Teknik özellikleri açıklanan kart, mağazaların listelerine bakıldığında epey yüksek bir güç gereksinimine sahip. Buna göre hava soğutmalı sürüm 300W TDP değeriyle gelirken daha hızlı olan sıvı soğutmalı model ise 375W TDP etiketine sahip. Bu, NVIDIA’nın son kullanıcılara sunduğu TITAN Xp ekran kartının 275W TDP değerinden çok daha yüksek.
            Geçtiğimiz günlerde Hollanda’daki teknoloji forumlarında yorum yapan bir MSI yetkilisi de VEGA’nın yüksek güç gereksinimini doğrular nitelikte açıklamalarda bulundu. Tweakers.net’te yorum yapan “The Soruce” mahlaslı yetkili, Vega RX’in “aşırı derecede” yüksek güce ihtiyaç duyduğunu belirtti. Görünüşe göre VEGA ile birlikte tekrar yüksek Watt değerine sahip PSU’lara dönüş yapacağız.

            Yorum yap


            • Intel, yeni nesil anakart yonga setlerine kablosuz ağ ve USB 3.1 Gen 2 gibi teknolojileri entegre edebilir.

              Intel, kısa bir süre önce 8. nesil Coffee Lake işlemcileri resmî olarak duyurmuştu. Bu işlemcilerle birlikte Intel, yeni bir yonga setini de hazırlamak durumunda. Firma, bu işlemciler için tasarlanan 300 serisi yonga setlerinde köklü bir değişiklik yapmaya hazırlanıyor. Gelen bilgilere göre 300 serisi yonga setlerinde kablosuz ağ (WLAN) ve USB 3.1 desteği sunulabilir. 300 serisi yonga setleri Z370 Express olarak adlandırılıyor.

              Platform ayrıca yeni bir soketin habercisi olabilir. 300 serisi yonga setlerini – en azından Z370’i – seleflerinden ayıran nokta WiFi ve USB 3.1 Gen 2 desteğine sahip olacak olması. Bu durum harici yonga üreticilerini sarsacak gibi görünüyor. Çünkü şimdiye kadar anakart sistemlerinde bu tür veri yollarını Realtek, Broadcom ve ASMedia gibi firmalar üretiyordu. Intel bu yeniliği yaparsa, söz konusu firmaların satışları bir hayli zarar görecektir.

              Intel, halihazırda çeşitli WiFi ve USB patent ve lisanslarını elinde bulunduruyor. Bu durum da firmanın WiFi kontrolcüsüne 802.11ac R2 ve Bluetooth 5.0 desteğini yerleştirebilmesinin önünü açıyor. Firma bunun yanında son nesil 10 Gbps USB 3.1 Gen 2 portlarını da sisteme entegre edebilir. Bu teknolojilerin sadece Intel’in üst seviye Z370 platformuna gelmeyeceği ve şirketin giriş seviyesi Gemini Lake yonga sistemine de entegre edileceği söyleniyor. Intel’in böyle bir adım atacak olmasının nedeni ise aşikar: rekabet.

              Firma, ARM yonga sistemleriyle olan rekabetinde daha iyi bir konum elde etmek için PCB yani devre kartı üzerindeki veri yollarını azaltmaya ve bu sayede düşük güç tüketimiyle daha verimli bir platform sunmaya çalışıyor. Daha az tüketimle birlikte daha yüksek performans, daha stabil bir çalışma anlamına geliyor. Özellikle sürücü yükleme durumlarında en son Windows sürümünü kullanmayan kullanıcılar her yonga için ayrı sitelerden ayrı sürücüler indirmek durumunda kalıyorlar. Yeni yongalarla birlikte bu durum da değişebilir.

              Öte yandan Intel’in bu hamlesi, sektördeki diğer olaylara da baktığımızda tekelcilik davaları ile sonuçlanabilir. Zira yukarıda adını verdiğimiz birçok entegre yonga üreticisi bu duruma pek sevinmeyip Intel’i tekelcilikle suçlayabilir.

              Firma, 2018’in ilk çeyreğinde H370 ve B350 yonga setlerini piyasaya sürebilir. Bu yonga setleriyle birlikte 8. nesil Coffee Lake mimarisine sahip işlemcilerin giriş seviyesi için tasarlanan dört ve iki çekirdekli modelleri de piyasaya çıkabilir.

              Yorum yap


              • Steam incelemelerine göre oyuncular çoğunlukla Windows 10 işletim sistemi ve NVIDIA grafik kartı kullanıyor.

                Bilgisayar üzerinde oyun oynayan kişilerin hangi markayı tercih ettiği, nasıl bir donanıma ve hangi yazılımlara sahip olduğu oyun ve donanım piyasası açısından oldukça önem teşkil ediyor. En büyük oyuncu platformlarından biri olan Steam, kendi veri tabanındaki bilgileri her ay güncelliyor. Bu veritabanında, üyelerin sistemlerinde hangi işletim sisteminin kullanıldığı, ekran kartlarının hangi marka olduğu, işlemcilerinin kaç çekirdekli olduğu gibi ticari pazara dair önemli bilgiler yer alıyor.İstatistiklere göre Windows 10 64-bit, %50,33’lük oranla oyuncuların en çok kullandığı işletim sistemi. İkinci sırada ise Windows 7 yer alıyor, onun da payı %32,05. Oyun oynayan kitleler genellikle normal PC kullandıkları için bu anketlerde OS X’un oranı ise sadece %2,95. Sonuçlar içinde en son sırada ise %0,72’lik oranıyla Linux yer alıyor.







                Steam raporları, oyuncuların işlemci ve grafik kartı gibi bileşenlerde hangi markayı tercih ettiğini de ölçüyor. Sonuçlara bakıldığında ise AMD’nin oyuncu sistemlerindeki işlemcilerdeki payının Şubat ayında %21,89, Haziran ayında ise %19,01 düşüş yaşadığı görülüyor. Şirketin Ryzen serisi işlemcileri oldukça iyi satış sayılarına ulaştığından bu durum biraz şaşırtıcı. Steam kullanıcılarının sistemlerindeki işlemciler ise genelde dört çekirdekli, zira kullanıcı kitlesinin %52,06’sında dört çekirdekli işlemci bulunuyor. Çift çekirdekli işlemci kullananların oranı ise %42,23.



                AMD, grafik kartı tercihinde de ikinci sırayı alıyor. Steam’deki oyuncuların en çok tercih ettiği ekran kartı markası NVIDIA. AMD, ekran kartı payında Ocak 2016’da %26,2 paya sahipken Haziran 2017’de yapılan ölçümlere göre yalnızca %20,5 paya sahip. NVIDIA bu konuda %63,61 ile lider konumunda. Geri kalanı ise işlemcideki dahili GPU’yu ya da APU kullananlar oluşturuyor.



                En çok tercih edilen NVIDIA grafik kartlar ise şöyle:
                GTX 1060 – %6,29
                GTX 750 Ti – %5,88
                GTX 960 – %5,75

                Yorum yap


                • MSI’ın yeni yayınladığı BIOS sürümüyle birlikte 6 ekran kartını birden çalıştıramama sorunu ortadan kalkıyor.

                  Dijital para birimleri şu sıralar oldukça popüler. Çoğunlukla ekran kartları kullanılarak elde edilen bu para birimleri, daha sonra istenilen paraya çevrilebiliyor. Bu da insanlara yeni bir yatırım ve dolayısıyla gelir kapısı açıyor. Ekran kartları yenilendikçe de fiyat/performans oranları artıyor ve madencilik daha verimli yapılabiliyor. Ancak işin bir de anakart boyutu var. Dijital para birimi madencileri, sistemlerinde birden fazla ekran kartı bulunduruyor. Öte yandan her sisteme birden çok ekran kartı takmak mümkün olmayabiliyor. MSI da mevcut ürünlerine bu desteği kazandırmak için dijital madencilere özel BIOS sürümü geliştirdi.Uygun fiyata mining anakart bulmak çok kolay değil. Intel, H81 ve H85 yonga setlerinin üretimini bıraktıktan bu yana madenciler anakart tedariği konusunda da sıkıntı yaşamaya başladı. Kullanıcılar yeni 100 serisi anakartlarla bir nebze rahatlasalar da sisteme 6 tane AMD grafik kartı takıldığında problemler oluşmaya başladı. Anakart, grafik kartlarının tamamını görse de işletim sistemi içerisinde Aygıt Yöneticisi’nde bu kartlardan en az üçünde ünlem işareti oluyor. Bu nedenle madenciler işletim sisteminin tanımadığı kartları kullanamıyorlardı.MSI da bahsi geçen sorun konusunda kullanıcılardan oldukça fazla geri bildirim aldı. Bu geri bildirimler sonucu yeni bir BIOS sürümü geliştirildi. MSI Z170-A PRO, Z170A SLI PLUS, Z170 KRAIT GAMING, Z170A KRAIT GAMING, Z170A KRAIT GAMING 3X, Z270-A PRO, H270-A PRO model anakartlar, madencilerin en çok tercih ettiği bileşenlerden. Yeni BIOS güncellemesiyle birlikte bu anakartlar üzerinde sözü geçen sorun çözülüyor.

                  Bu sorunu nasıl çözerim?

                  Öncelikle buraya tıklayarak BIOS güncellemesini indirmeniz gerekiyor.

                  Sonrasında ise sistemi harici bir ekran kartı olmadan yani işlemci içerisine gömülü grafik yongasıyla, bir diğer deyişle onboard ekran kartıyla çalıştırın. Anakartınıza dair gerekli tüm sürücüleri yükleyin.Bilgisayarı yeniden başlatın ve tekrar BIOS ekranına gelin. Settings\Advanced\Integrated Graphics Configuration\Initiate Graphic Adapter menülerini takip ederek bilgisayarınızı her zaman HD Graphics ile çalışacak şekilde ayarlayın. Bilgisayarı kapatın ve anakarta mining adaptörüyle (1x – 16x dönüştürücü) bir ekran kartı bağlayın. PC’yi açın ve ekran kartı için en güncel sürücüyü yükleyin.
                  Aygıt Yöneticisi’nde ünlem işareti sorunu kalmayacaktır. Daha sonra Güç Seçenekleri’nden Sistem Ayarları’na girin ve Hızlı Başlatma seçeneğini devre dışı bırakın.






                  Cihazı yeniden başlatın. BIOS’a girin. Settings\Advanced\PCI Subsystem Settings\Above 4G memory/Crypto Currency Mining yolunu takip ederek bu seçeneği Enabled olarak değiştirin. F10’a basın ve ayarları kaydedip çıkın. Kalan 5 grafik kartını şimdi sisteme dahil edebilirsiniz. Fakat bu işlemi teker teker yapmanızda fayda var. Bir grafik kartını ekleyin, bilgisayarı açın ve kart düzgünce tanımlandıktan sonra sistemi yeniden başlatıp diğer kartı takın.

                  Tüm kartları bu şekilde sisteme dahil edin. Bunun aksini yapıp hepsini bir anda takarsanız, yüksek gecikmelerle karşılaşabilirsiniz. Monitöre uzun bir süre görüntü gelmez ve sistem hiç başlamayabilir.

                  Yorum yap


                  • Toshiba, Çin’de gerçekleşen ChinaJoy adlı dijital eğlence etkinliği sırasında en yeni SSD serisini OCZ TR200 adıyla duyurdu. TR200’ün özelliği, Toshiba imzalı ilk BiCS FLASH kullanan SSD serisi olması. Bilindiği gibi Toshiba’nın geliştirdiği son nesil 3D NAND bellekleri 64-katmanlı ve hücre başına 3-bit TLC yapısıyla depolama fiyatlarını daha da düşürüyor. SanDisk Ultra 3D ve WD Blue 3D serilerinde benzer yapıya geçiş söz konusuydu ve performanslar beklenenden iyi gelmişti. Giriş seviyesi TR200’ün performans iddiası yok ve yüksek depolama alanını ucuza sunmayı hedefliyor ama DRAM içermeyen SSD’lerden daha hızlı olması bekleniyor.
                    OCZ’nin güncel durumda TR200 serisini en alt seviyeye yerleştirdiği ortada. Önceden bu görevi üstlenen TR150 (Triton 150) idi. Yeni seride kapasite seçenekleri 240, 480 ve 960 GB olacak! SATA 6.0 Gbps bağlantılı 2.5 inç seride sıralı okuma 550 MB/saniye ve sıralı yazma 525 MB/saniye olabilecek. Rastgele yazma performansı 87K IOPS ve okuma performansı 80K IOPS. Okumada daha yüksek olması ilgi çekici. Güç tüketiminin de düşük olması bekleniyor. Ağustos sonundaki GamesCom’da da sergilenecek. Fiyatlar açıklanmış değil.

                    Yorum yap


                    • Disk Temizleme Nasıl Yapılır?


                      Disk alanı ve Disk Temizleme kullanımı, bilgisayarınızın daha hızlı çalışmasına, sabit diskinizdeki gereksiz dosyaları silmenizi sağlar. Bu geçici dosyalar, Geri Dönüşüm Kutusu’nu boşaltır, temizler. Disk Temizleme kullanımı ile ilgili yardımcı bilgiler aşağıda mevcuttur.



                      Disk Temizleme kullanarak dosyaları silmek için;

                      Aşağıdaki yordam, kullanıcı hesabı ile ilişkili dosyaları temizler. Ayrıca, bilgisayarınızdaki tüm dosyaları temizlemek için Disk Temizleme (Disk Cleanup) aracını kullanabilirsiniz.
                      Başlat düğmesine tıklayın arama kutusuna Disk Temizleme yazın ve Disk Temizleme ‘yi tıklayın.
                      Sürücüler listesinde, temizlemek istediğiniz sabit disk sürücüsünü tıklayın ve sonra Tamam‘ı tıklayın.
                      Disk Temizleme iletişim kutusunda, Disk Temizleme sekmesinde, silmek istediğiniz dosya türleri için onay kutularını seçin ve ardından Tamam‘ı tıklayın.
                      Görünen iletide, Dosyaları Sil‘i tıklayın.

                      Bilgisayardaki tüm dosyaları temizlemek için;


                      Başlat düğmesine tıklatın arama kutusuna Disk Temizleme yazın ve Disk Temizleme ‘yi tıklayın.
                      Sürücüler listesinde, temizlemek istediğiniz sabit disk sürücüsünü tıklayın ve sonra Tamam‘ı tıklayın.
                      Disk Temizleme iletişim kutusunda, Sistem Dosyalarını Temizleyin tıklatın. Yönetici parolası veya onay istenirse, parolayı yazın veya onay verin.
                      Disk Temizleme: Sürücü Seçimi iletişim kutusunda, temizlemek istediğiniz sabit disk sürücüsü seçin ve ardından Tamam düğmesine tıklayın.
                      Disk Temizleme iletişim kutusunda, Disk Temizleme sekmesinde, silmek istediğiniz dosya türleri için onay kutularını seçin ve ardından Tamam‘ı tıklayın.
                      Görünen iletide, Dosyaları Sil‘i tıklayın.

                      Diğer Seçenekler sekmesi, bilgisayardaki tüm kullanıcıların dosyaları temizlemek için seçtiğinizde kullanılabilir. Bu sekme daha fazla disk alanı serbest bırakmak için iki ek yollar içerir:

                      Programlar ve Özellikler. Bu seçenek artık kullanmadığınız programları kaldırabilirsiniz Programlar ve Özellikler Denetim Masası açılır. Programlar ve Özellikler Boyut sütunu, her bir programın kullandığı ne kadar disk alanı gösterir.
                      Sistem Geri Yükleme ve Gölge Kopyaları (System Restore and Shadow Copies). Bu seçenek ile, ancak disk üzerinde en son geri yükleme noktası silebilirsiniz.

                      Sistem Geri Yükleme, sistem dosyalarınızı önceki bir zaman içine geri dönmek için geri yükleme noktalarını kullanır. Bilgisayarınızda normal çalışıyorsa, önceki geri yükleme noktalarını silerek disk alanı kaydedebilirsiniz.
                      Windows 7’nin bazı sürümlerinde, geri yükleme noktalarını Windows Complete PC Backup ile oluşturulan önceki gölge kopyaları olarak bilinen dosya sürümleri, ve yedekleme görüntüleri içerebilir.

                      Yorum yap


                      • AMD'nin Ryzen işlemcileri için üretilen ve X370 çipseti sayesinde overclock imkanı da sunan MSI X370 Gaming Pro Carbon inceleme ile karşınızdayız.

                        MSI X370 Gaming Pro Carbon özellikleri

                        ATX yapıdaki MSI X370 Gaming Pro Carbon, AMD'nin Ryzen işlemcileri için üretilen bir anakart modeli. Üzerinde yer alan X370 çipseti sayesinde oyunculara ve overclock tutkunlarına hitap eden anakart, AM4 soket yapısı ile Ryzen işlemcilerine ek olarak 7. nesil A serisi işlemcilere de destek sunuyor.
                        RAM Overclock yeteneği ile birlikte 3200+ MHz DDR4 bellek desteği sunan Gaming Pro Carbon, yüksek oyun ver performans verimliliği için Turbo M.2, M.2 Shield, USB 3.1 Gen2 gibi teknolojilere de sahip. Gaming LAN desteği ise online oyuncular için oldukça önemli bir detay. Bilgisayar deneyimi konusunda sese önem verenler için de Audio Boost 4 Nahimic 2, anakartın sunduğu dikkat çeken özellikler arasında.
                        Maksimum 64 GB'a kadar RAM desteği sunan anakart, çift kanal desteği birlikte 4 slotlum DIMM yapıda, 866/ 2133/ 2400/ 2667(OC)/ 2933(OC)/ 3200(OC)+ Mhz frekansları destekliyor.
                        PCI-Ex16 formunda 3 slot, 3 adet PCI-Ex1 slotu, 6 adet SATAIII portu, 2 adet M.2 portu, toplamda 6 USB 2.0 portu, 1 HDMI ve 1DVI portuna sahip olan anakartta, 1 tane Gen2 Type C iken, 4 tane Gen1 Type A, 1 tane Gen2 Type A ve 4 tane Gen1 TypeA girişe yer verilmiş.

                        Yorum yap


                        • Intel, veri merkezlerinde depolamayı dönüştürmek üzere bazı yeni ürünlerin duyurusunu gerçekleitirdi Bu ürünler arasında özellikle yeni Ruler (Cetvel) form faktörlü SSD’ler dikkat çekerken, ayrıca Dual Port SSD’ler ve SATA SSD’ler yer alıyor.




                          Intel’den veri merkezleri için yeni depolama çözümleri

                          Öncelikle bir SSD devrimi olarak lanse edilen Ruler form faktöründen bahsedelim. Yakın gelecekte pazara sunulacağı ifade edilen bu yeni form faktörüne sahip Intel Optane SSD’ler ve Intel 3D NAND SSD’ler sunucularda veri depolama için tasarlanmış. Ürün, uzun ve ince yapısının yanı sıra, alışılagelmiş 2.5 inç ve 3.5 inç form faktörlerinden ayrılan bir tasarıma sahip.
                          Ruler SSD sayesinde sunucu depolama kapasitesi daha iyi kullanılabilecek ve soğutma ile güç tüketimi anlamında da avantajlara sahip olunacak. Intel 3D NAND Teknolojisi sayesinde, bir 1U sunucusunda 1 petabayta (PB)varan depolama olanağı sunulabilecek. Intel bu kapasitenin 300 bin HD film depolamak için yeterli olduğunu ve 70 yıl boyunca hiç durmadan film izlenebileceğini belirtiyor.





                          Dual Port Intel Optane SSD’ler ve Intel 3D NAND SSD’ler ise, SAS SSD’’lerin ve HDD’lerin yerini almak üzere tasarlanmış durumda. Yeni depolama teknolojileriyle daha fazla IOPS, daha fazla bant genişliği ve daha düşük gecikme değerleri sağlanıyor. Dual Port Intel SSD DC D4500, D4502 ve D4600 serisinin bu yılın üçüncü çeyreğinde satışa sunulması planlanıyor.
                          Veri merkezleri için Intel SSD DC S4500 ve S4600 serisi ise Intel tarafından geliştirilen yeni SATA kontrolcüsü, yenilikçi SATA firmware yazılımı ve endüstrinin en yüksek yoğunluğu olan 32 katman 3D NAND ile geliyor. Intel SSD DC S4600 ve DC S4500 serisi ise piyasaya sürülmüş durumda.

                          Yorum yap


                          • Intel, ilk dört çekirdekli Core i3 işlemcisi için geri sayıma başlamış gibi gözüküyor. Intel Core i3-8300 işlemci, özellikle fiyatıyla adından söz ettirecek cinsten.


                            Intel Core i3-8300 işlemci teknik özellikleri

                            14 nm Coffee Lake-S silikonu üzerine kurulu olacak Intel Core i3-8300, Core i3 ailesi için 150 dolarlık fiyatıyla biraz yüksek kalabilir ancak işlemcinin dört çekirdek ile geleceğini de unutmamak gerek. Ek olarak, işlemcide işletim sistemi için sekiz mantıksal işlemciyi aktif hale getirecek Hyper Threading özelliğinin de yer alacağını belirtelim.





                            Hyper Threading özelliğinden yoksun Core i5 ailesine göre, ilk defa daha fazla mantıksal işlemci sunacak olan bu Core i3 modeli tabii ki dikkat çekmeyi başarıyor. Öte yandan Core 3-8300 ise, Core i5’teki Turbo Boostözelliğine sahip olmayacak. Intel Core i3-8300 işlemcinin 4.00 GHz saat hızına sahip olacağı ifade edilirken, L3 önbelleği miktarı ve ne kadar güç harcayacağı konusunda henüz herhangi bir bilgi bulunmuyor.
                            Intel Core i3 Coffee Lake işlemcilerin 2017 yılının sonu ya da 2018 yılının başı gibi piyasaya sürülmesi bekleniyor.

                            Yorum yap


                            • G-Sync karşısında FreeSync 2 ile adaptif senkronizasyon teknolojileri gelişiyor, değişiyor. Yeni makalemizde bu farklara ve ek özelliklere bakıyoruz…

                              Adaptif senkronizasyon teknolojisinin öncüleri FreeSync ve G-Sync bir süredir piyasadaki monitörlerde bulunabiliyor. Ancak bu teknolojilerin ana akım düzeyinde yaygınlaşmasına daha yeni şahit oluyoruz. Oyuncular artan monitör çeşitliliği ve her bütçeye hitap eden modeller sayesinde adaptif senkronizasyon teknolojisine daha kolay ulaşabiliyor.FreeSync ve G-Sync teknolojileri ilk etapta hem uygulama hem de kullanıcı deneyimi açısından oldukça farklıydı. Zaman içinde bu iki teknoloji de çeşitli alanlarda evrimleşti. Ancak hala bu iki teknoloji arasında bazı önemli farklar bulunuyor. Bu yazımızda bu teknolojilerin güncel sürümlerine göz atıp önemli farklılıkları belirleyeceğiz.Bu makalemiz daha önceki FreeSync vs G-Sync makalesinin, yeni sürüm teknolojiler için güncellenmiş ve ek bilgiler içeren sürümüdür. Yine en temelden başlıyoruz, ancak temelleri bilenler okumaya “İki teknoloji arasındaki önemli farklar†alt başlığından devam edebilirler.Nedir bu adaptif senkronizasyon?

                              FreeSync ve G-Sync monitörlerin sunduğu adaptif senkronizasyon teknolojisini özetleyelim önce. Bu teknolojiye sahip olmayan geleneksel monitörler sabit bir yenileme hızına sahiptir. Bu monitörler bilgisayardan gelen içeriğe bakmaksızın görüntüyü önceden belirlenmiş bir aralıkta yeniler. Örneğin eğer monitör sabit 60 Hz yenileme hızına sahipse, görüntü her 1/60 saniyede yenilenir.Ancak söz konusu oyunlar olduğunda ekran kartlarının ürettiği kareler her zaman monitörün sabit yenileme hızıyla aynı zaman dilimine uymayabiliyor. Bu koşullarda kusursuz eşleşme için ekran kartının sürekli sabit bir şekilde 60 FPS üretmesi gerekecektir. Ne yazık ki her sistem bu yükün altından kalkabilecek kadar güçlü veya stabil değildir.Kusursuz eşleşmenin sağlanamadığı koşullarda oyuncular monitörlerinde yırtılma efektini gözlemleyecektir. Bunun nedeni, ekran kartının çizdiği bir karenin, monitörün yenileme sürecinin ortasında ekrana gönderilmesidir. Yoğun yırtılma efektleri oyun deneyimini ciddi oranda etkileyebilir.Adaptif senkronizasyon öncesi bu sorunun çözümü V-Sync adı verilen dikey senkronizasyon özelliğiydi. Bu özellik etkinleştirildiğinde yırtılma efektleri yok oluyor zira sistem, ekran kartı tarafından çizilen kareleri monitör hazır olana kadar bekletiyor. Ancak bu özellik akıcı bir oyun deneyimi için kusursuz bir çözüm sunamıyor zira V-Sync özelliği etkin olduğunda gözle görülebilir bir takılma sorunu ortaya çıkıyor.Bu iki sorun için en etkili çözümü ise adaptif senkronizasyon sunuyor. Bu teknoloji, monitörün yenileme hızını ekran kartının kare çizme hızına eşitliyor. Örneğin bir oyun 50 FPS ile çalışıyorsa, adaptif senkronizasyon monitörün yenileme hızını 50 Hz değerine sabitliyor. Eğer oyunun FPS değeri 45’e düşerse de, monitörün yenileme hızı 45 Hz değerine indiriliyor. Bu şekilde elde edilen dinamik yenileme hızı, hem yırtılma hem de takılma sorunlarına kökten bir çözüm sağlanarak daha akıcı bir oyun deneyiminin önü açılıyor.Adaptif senkronizasyonun uygulanma teknikleri ise FreeSync ve G-Sync teknolojilerini birbirinden ayırıyor. FreeSync bu teknolojiyi uygulamak için DisplayPort 1.2a bileşeni olan VESA standardını ve çeşitli görüntü ölçekleyicileri kullanıyor.G-Sync ise geleneksel görüntü ölçekleyici yerine kendi ürettiği özel bir modül kullanıyor. Ek modül gerektirmesi ve kapalı bir yapıya sahip olması, G-Sync teknolojisini üreticiler için daha masraflı kılıyor.İki teknoloji arasındaki önemli farklar

                              Hem FreeSync hem de G-Sync monitörler adaptif senkronizasyon teknolojisini sunuyor. Ancak uygulamadaki önemli farklılıklar sebebiyle iki teknoloji bazı önemli konularda birbirinden ayrılıyor.G-Sync monitörler özel bir ölçekleyici modül kullandıkları için çoğu G-Sync monitörü DisplayPort ve HDMI bağlantılar ile sınırlıdır ve adaptif senkronizasyon için DisplayPort’un kullanılması zorunludur. FreeSync ise standart görüntü ölçekleyici kullandığı için daha fazla bağlantı seçeneğine sahiptir. Bu seçenekler arasında birden fazla HDMI portu ve DVI ve VGA gibi eski bağlantılar da mevcuttur.FreeSync’in bir diğer avantajı ise adaptif senkronizasyon teknolojisini HDMI portu üzerinde çalıştırabilmesidir. Eğer kullanılan GPU ve monitör FreeSync destekliyse, HDMI bağlantısı ile adaptif senkronizasyon kullanılabilir.Bu teknolojiyi DisplayPort yerine HDMI üzerinden kullanmanın birden fazla avantajı mevcut. Bunlardan ilki, HDMI kabloların DisplayPort kablolara kıyasla daha ucuz olmasıdır. Bir diğer avantaj ise dizüstü bilgisayarlar gibi port sayısı sınırlı sistemler için HDMI desteği oldukça önemlidir.,G-Sync’in özel modülünün de kendine has bazı çekici avantajları mevcut. Örneğin G-Sync modülü sürekli bir şekilde monitöre ince ayar çekerek ghosting adı verilen rahatsız edici efektin önüne geçebiliyor. Her ne kadar FreeSync monitörler sürücü ve monitör güncellemeleri ile bu konuda ilerleme sağlamış olsalar da, G-Sync monitörler ghosting efektini engelleme konusunda hala rakipsiz sayılır.Bir diğer kayda değer G-Sync modülü avantajı ise Ultra Low Motion Blur (ULMB) adı verilen bulanıklık engelleme teknolojisi. ULMB, monitörün arka aydınlatmasının çalışma hızını monitörün anlık yenileme hızına sabitleyerek bulanıklığı ciddi oranda azaltıp görüntünün netliğini arttırabiliyor. 85 Hz ve üzeri sabit yenileme hızında çalışan bu özelliğin kendine has dezavantajları da mevcut. ULMB etkinleştirildiği zaman yer yer parlaklıkta azalma gözlemlenebilir. Ancak bu teknolojinin en büyük dezavantajı, G-Sync’in adaptif senkronizasyon özelliği ile aynı anda kullanılamamasıdır. Bir diğer değişle G-Sync teknolojisinin sunduğu dinamik yenileme hızı ile ULMB teknolojisinin sunduğu netlik arasında bir seçim yapmanız gerekecektir.Low framerate compensation (LFC) özelliği de G-Sync ile FreeSync arasındaki önemli farklardan biridir. Dinamik yenileme hızına sahip tüm monitörlerin sahip olduğu bir yenileme hızı aralığı vardır. Örneğin kullandığınız monitörün aralığı 30-144 Hz ise, monitörünüz bu yenileme hızları arasında geçiş yapabilir demektir. Peki ya oynadığınız oyun 30 FPS altında çalışıyorsa? LFC özelliği bu senaryoda devreye girecektir.LFC özelliği, FPS değeri 30’un altına düştüğünde devreye girer ve çizilen her karenin bir kopyasını yaratarak oyunun, monitörün desteklediği yenileme hızı aralığına geri dönmesini sağlar. Örneğin bir oyun 20 FPS değerinde çalışıyorsa, LFC kareleri kopyalayarak oyunun 40 Hz yenileme hızında çalışmasını sağlar. LFC desteğine sahip olmayan monitörler ise bu oyunları minimum yenileme hızında çalışmaya zorlar ve bu durum yırtılma ve takılmalara neden olabilir.Özellikle 48 Hz gibi yüksek minimum yenileme hızına sahip monitörlerde LFC özelliği hayat kurtarıcı olabiliyor. Bu monitörlerdeki LFC, yenileme hızı aralığını çoğu oyun için gerekli olan 30-48 Hz değerlerini katacak şekilde genişletebiliyor. LFC olmadığı takdirde bu tip monitörler alt sınır olan 48 FPS’nin altına veya üstüne çıkıldığında rahatsız edici geçişler yaratabilir.Neyse ki G-Sync sahiplerinin bu konuda endişelenmesine gerek yok zira tüm G-Sync monitörler varsayılan olarak LFC özelliğini destekliyor. Ne yazık ki FreeSync monitörler aynı güvenceyi veremiyor zira günümüzde sadece üst seviye FreeSync monitörlerde LFC desteği mevcut.Her iki teknolojinin de ilk etaplarında sahip olduğu bazı sorunlar da çözülmüş durumda. Emektar V-Sync özelliği artık hem FreeSync hem de G-Syncmonitörlerde aynı işlevi görüyor. Bu monitörlerde V-Sync artık sadece oyunların belirlenen yenileme hızı aralığında nasıl çalışacağını kontrol ediyor. Ayrıca FreeSync ve G-Sync monitörler artık çerçevesiz pencerelerde adaptif senkronizasyonu destekliyor.Söz konusu ekran kartı desteği olduğunda ise FreeSync teknolojisinin Sea Islands Radeon Rx 200 serisini gerektirdiğini, G-Sync teknolojisinin ise en az Kepler GeForce 600 serisini talep ettiğini görebiliyoruz.Yukarıda belirttiğimiz tüm özellikleri ve farklılıkları göz önüne aldığımızda G-Sync teknolojisine sahip monitörlerin paket halinde ihtiyaç duyulan tüm özellikleri ve teknolojileri barındırdığını görebiliyoruz. Öte yandan FreeSync damgalı monitörler sunulan özellikler açısından çeşitlilik gösterebiliyor.Özetle tüm G-Sync monitörler, üst seviye oyunculuk için gerekli olan LFC gibi özellikleri varsayılan olarak barındırdığı için her halükarda güvenli ancak nispeten daha pahalı bir seçim olacaktır.FreeSync monitörler ise genellikle G-Sync monitörlerden daha ucuz olmasına rağmen LFC gibi olmazsa olmaz ek özellikler konusunda herhangi bir garantiye sahip değil. Ayrıca unutmamak gerekir ki AMD, FreeSync monitörleri üst seviye oyunculuk için olduğu kadar gündelik kullanım için de geliştirmektedir. Yani oyun amaçlı FreeSync monitör alışverişine çıkıldığında satın alınacak monitörün dikkatle incelenmesi gerekecektir.Fiyat farkı

                              Yukarıda kısaca bahsettiğimiz üzere G-Sync monitörler, genellikle aynı seviyedeki FreeSync monitörlere göre daha pahalıdır. Bunun başlıca nedeni ise, G-Sync monitörlere pek çok ek özelliği kazandıran özel ölçekleme modülüdür.Birbirine eş veya denk G-Sync ve FreeSync monitörleri karşılaştırdığımızda, G-Sync monitörlerin 100 ile 200$ civarında daha pahalı olduğu gözlemleyebiliriz. Ancak G-Sync’in sunduğu ULMB ve overclock seçenekleri, üst seviye oyunculuk için fiyat farkını makul kılabiliyor.FreeSync monitörler ise dünya çapında G-Sync karşıtlarından daha ucuz fiyata bulunabiliyor. Ancak daha önce belirttiğimiz gibi LFC tarzı önemli özelliklerden bazıları bu monitörlerde bulunmayabiliyor.FreeSync ve G-Sync teknolojilerinin geleceği

                              AMD ve NVIDIA önümüzdeki aylarda yeni nesil monitör teknolojilerini tüketici pazarına sunmaya hazırlanıyor. FreeSync 2 ve G-Sync HDR adı verilen bu yenilenmiş teknolojiler, adaptif senkronizasyon akımını bir sonraki seviyeye taşımaya hazırlanıyor.G-Sync HDR, adından da anlaşılabileceği gibi HDR desteği ile ön plana çıkıyor. G-Sync desteğine sahip yeni HDR monitörler bu sayede ULMB ve LFC gibi önemli özelliklerin yanı sıra, HDR görüntü kalitesini korumak için daha geniş renk aralığı ve daha yüksek parlaklık sunacak. Yenilenen sürücüler ise, gündelik işlerde kullanılacak SDR ile oyunlarda kullanılacak HDR modları arasında akıcı bir geçiş yapılmasını sağlayacak.FreeSync 2 ise çok daha geniş çaplı bir güncelleme. Rakibinin en büyük kozu olan HDR teknolojisini dahil etmesinin yanı sıra monitör sertifika uygulamasını başlatacak olan FreeSync 2, bu uygulama ile sadece en iyi monitörlerin FreeSync 2 sertifikasını almasını sağlayacak. AMD tarafından yayınlanan bilgilere göre tüm FreeSync 2 sertifikalı monitörler, standart sRGB monitörlere kıyasla en az iki kat daha yüksek parlaklık ve renk hacmine sahip olacak. FreeSync 2 monitörler ayrıca gecikme süresi için test edilecek ve istenen değere ulaşamayan monitörler bu sertifikayı alamayacak. Son olarak tüm FreeSync 2 monitörler varsayılan olarak LFC teknolojisini destekleyecek.AMD’nin FreeSync 2 sertifikası için üreticilerden ek ücret isteyip istemeyeceği ise henüz bilinmiyor. İlk FreeSync 2 monitör örneğini incelemiş olmamıza karşın henüz bu yeniliklerin tamamını göremedik. AMD’nin sürücü güncellemesi ve rakip modellerin çıkması ile burada henüz açılmayan özellikleri de görebileceğiz.

                              Yorum yap


                              • Core i9 ailesi modelleri listesi genişledi. Intel’in profesyonellere yönelik hazırladığı işlemci serisinin tüm teknik özellikleri belli oldu. İşte frekans ve TDP’ler…

                                Intel, üst düzey işlemci serisi olan işlemcilerine dair olan fiyatları ve teknik özellikleri resmen duyurdu.
                                AMD Ryzen Threadripper serisine rakip olan , Skylake-X koduna sahip. Skylake-X işlemciler “Socket 2066†yani, 2066 pinli bir işlemci yuvasına takılıyor. Bu da X299 yonga setli anakartlar demek oluyor.Serinin içindeki işlemcilerde 18 çekirdek 36 thread’e sahip olan bir işlemci dahi bulunuyor: i9-7980XE. Ancak liste bu kadar detaylı ve tam değildi, bu haberimizde resmi bilgiler ile Core i9 listesini ve özelliklerini tamamlamış oluyoruz.
                                Şimdiye kadar Core X serisi hakkında ortaya çıkan haberlerde genelde işlemcilerin hız bilgileri bulunuyordu., 10 çekirdekli işlemcinin detaylarını önce gün ışığına çıkarmıştı.
                                Şimdi ise serideki tüm işlemcilerin bütün teknik detayları paylaşıldı.








                                Yukarıdaki görsele baktığımızda bizi heyecanlandıran işlemci doğal olarak Core i9-7980XE oluyor.Zira bu işlemci 18 çekirdeğe ve 36 mantıksal çekirdeğe sahip.
                                2.6 GHz temel hızı ile çok yüksek durmasa da Intel’in yongaları, turbo hızları kullanmakta oldukça iyi bir üne sahipler. Bu işlemcinin turbo hızı 4.2 GHz gibi çok daha yüksek bir değerde ve üstelik tek çekirdekli iş yüklerinde bu hız 4.4 GHz değerine kadar çıkabiliyor. Intel, kullandığı Turbo Boost Max 3.0 teknolojisi ile turbo hızlarının da daha yüksek değerlere çıkmasını sağlayabiliyor. Fakat bu özel yazılım kurulmasını ve etkinleştirilmesini gerektiriyor, takar takmaz çalışmıyor.Öte yandan işlemcinin tükettiği güç değeri de takdir edersiniz ki oldukça yüksek: 165W. Fiyatı da 1999$ olarak belirlenen Core i9-7980XE modelinin 24,75 MB L3 önbellek kapasitesi, 44 adet de PCIe veriyolu bulunuyor.Intel’in bu serideki rakibi olan Threadripper işlemcilere bakıldığında, AMD rakiplerin fiyat olarak çok daha uygun olması gözden kaçmıyor. Threadripper’daki en iyi işlemci 16 çekirdekli fakat 18 çekirdekli Core i9-7980XE modelinin fiyatının neredeyse yarısı. Üstelik Intel işlemcilerden daha erken bir tarih olarak 10 Ağustos’ta piyasaya çıkacak.
                                Core i9 serisindeki Core i9-7920X modeli ise 28 Ağustos’ta, Core i9-7940X, Core i9-7960X, ve Core i9-7980XE ise 25 Eylül’de piyasada olacak.




                                Intel’in X299 platformu için tasarladığı 4 çekirdekten 18 çekirdeğe kadar olan işlemcilerinin fiyatları açıklandı.

                                Skylae-X ve Kaby Lake-X olarak adlandırılan işlemcilerin fiyatları belli oldu ve yurt dışında ön siparişe açıldı. Ön sipariş verenlerin işlemcileri 26 Haziran’dan itibaren kargolanmaya başlayacak.Birkaç hafta önce Computex fuarında ortaya çıkan yeni Core X işlemciler, performans anlamında çıtayı bayağı yükseltiyorlar. Söz konusu işlemcilerde çekirdek sayısı 18’e kadar çıkabiliyor. i9 işlemcilerdeki en düşük çekirdek sayısı ise 10. Intel’in iddiasına göre yeni nesil yeni nesil işlemciler bir önceki nesle göre %14’e kadar daha iyi çoklu çekirdek performansı ve %15’e kadar daha iyi tek çekirdek performansı gösterecek.İşte Kaby Lake Core-X serisi işlemcilerin yurt dışı çıkış fiyatları:


                                Intel Core i5-7640X (4.0-4.2GHz, 4-çekirdek, 4-thread): $242
                                Intel Core i7-7740X (4.3-4.5GHz, 4-çekirdek, 8-thread): $339
                                Intel Core i7-7800X (3.5-4.0GHz, 6-çekirdek, 12-thread): $389
                                Intel Core i7-7820X (3.6-4.3GHz, 6-çekirdek, 12-thread): $599
                                Intel Core i9-7900X (3.3-4.5GHz, 10-çekirdek, 20-thread): $999
                                Intel Core i9-7920X (12-çekirdek, 24-thread): $1,199
                                Intel Core i9-7940X (14-çekirdek, 28-thread): $1,399
                                Intel Core i9-7960X (16-çekirdek, 32-thread): $1,699
                                Intel Core i9-7980XE (18-çekirdek, 36-thread): $1,999



                                Yukarıdaki işlemcilerin ilk 5 tanesi 26 Haziran’dan itibaren kullanıcılara gönderilebilecek. 12 çekirdekli i9-7920X modeli Ağustos’ta piyasaya sürülecek.
                                Daha yüksek performanslı diğer 3 modelin ise Ekim ayına kadar piyasada olması söz konusu değil.

                                Yorum yap

                                Hazırlanıyor...
                                X