• If this is your first visit, be sure to check out the FAQ by clicking the link above. You may have to register before you can post: click the register link above to proceed. To start viewing messages, select the forum that you want to visit from the selection below.

Duyuru

Gizle
No announcement yet.

YAZAR-Erman TOROĞLU ---Haddinizi Aşmayın

Gizle
X
 
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Sil
new posts

  • YAZAR-Erman TOROĞLU ---Haddinizi Aşmayın

    08.04.2007 tarihinde Beşiktaş Kulübü’nden resmi bir açıklama yapılıyor;

    "Erman Toroğlu Maraton Programı’ndaki, Beşiktaş- Çaykur Rizespor maçı ile ilgili yorumunda kulübümüze yönelik düşmanca tavrını bir kez daha sergilemiş. Yanlı iddialarıyla haddini aşmıştır" deniyor.

    Tam sayfalık bu açıklamada iki şey dikkatimi çekti. Birincisi "Kulübümüze yönelik düşmanca tavır" ikincisi "Acaba Erman Toroğlu Beşiktaş’ın iki kupada da şampiyonluk mücadelesi verdiği bu haftalarda, kimlerin talimatıyla sürekli olarak kulübümüz aleyhine ağır yorumlar yapmaktadır.

    Seyircinin emrinde

    Türkiye Ligi’nde yıllarca Beşiktaş’a karşı forma giydim. Defalarca da hakem olarak Beşiktaş maçı idare ettim.

    Sayın yönetim kurulu üyeleri, Beşiktaş, Beşiktaş olalı hiçbir dönemde Beşiktaş yönetimi bu dönemde olduğu kadar bir grup seyircinin emrine girmedi. Onursal başkan Süleyman Seba’yı hatırlıyorum. Eğer Türkiye’de futbol kulüplerinde örnek başkan denilecekse, 1923 tarihinden bu yana ilk beşin içine girer. Sizlerin kontrolsüz açıklamaları, kamuoyunu geren demeçleri daha da tehlikelisi seyirci ile oynanması başka hiçbir dönemde olmadı.

    Bakınız... F.Bahçe 9 puan geriden sizi geçerek şampiyon oldu. Siz de 9-10 puanı kapatıp şampiyon olabilirsiniz. Ama bir ricam var. Bu çirkin, seviyesiz ve kontrolsüz yarışlarda sakın beni kullanmayın.

    Ben hiçbirinizin yanında veya karşısında değilim. Maraton’da da, Hürriyet’te de inandıklarımı, bildiklerimi söylüyorum ve yazıyorum.

    Siz bırakın canlı yayın konuşmasını, yazdığınız kağıtta bile bazı şeyleri düşünmeden, kontrol etmeden, nereye gideceğini bilmeden yazıyorsunuz. O koca kulübü demek ki böyle idare ediyorsunuz.

    Sporda düşmanlık yoktur. Mücadele ve rekabet vardır. Ama siz düşünerek yazdığınız kağıtta bile düşmanca kelimesini kullanıyorsunuz. Sizi mahkemeye versem, normal bir hakim sizi mahkum eder. Ama her şey hukukla olmuyor. Ben hiçbir zaman düşmancayı, düşmanı, düşmanlığı futbola sokmadım. Benim hakemliğimde de çok şampiyonluklar kazandınız. O zamanlar beni hakem olarak çok isterdiniz. O zaman dost muyduk. Şimdi düşman olduk.

    Bakınız... Maalesef Türkiye’deki en eğitimsiz grup yöneticiler. Çünkü onlar yöneticilik yaptıkları zamanlardaki başarıları sağlamak için çok şey yapar. Hatta yakar, yıkarlar. Yöneticilik bittikten sonra da bu alemden çekilirler. Bizler ise bu alemde ev sahibiyiz. Yıllarca futbol oyna. Hakemlik yap. Yorumculuk yap. Sizler yolcusunuz, bizler hancıyız. Ama lütfen iyi yolcu olun. Kötü değil.

    Yazının içinde bir başka cümle daha var. Benim bazılarından talimat aldığım ima edilmiş. Hayatımda kimseden talimat almadım. Talimat boyunduruğunun altına girmeyi de sevmem. Talimat vermeye kalkanlara da derslerini keyifle veririm.
    Sıfırdan başladım

    Hayata sıfırdan başladım. Çok çalışarak, yerleri kazarak para kazandım. Hayat mücadelesini iyi bilirim. Hayatımda çok zor para kazandığım için kumar nedir bilmem. Sigara da kullanmadım. Uyuşturucu ile hiç tanışmadım. Baba parası kullanmadım. Babam da zengin değil, memurdu...

    Beyler... Bana talimat verecek kimse daha anasından doğmadı. Beşiktaş ile ilgili yaptığım yorumlar için beni haddini bilmeye davet etmişsiniz. Ben haddimi her zaman bildim. Ama ben sizi haddinizi aşmamaya davet ediyorum.

    NOT: Nobre F.Bahçe’de oynarken, basın bildirisiyle onun kazandığı haksız penaltıları, elle atılan golleri, haklı olarak kınayanların bugün de aynı şeyi yapmalarını beklerdim.

    Tencere dibin kara...

    FENERBAHÇE iddia ediyor. Beşiktaş iddia ediyor. Karşılıklı suçlamalar var. Hepsi tamam. Peki bu iki takım futbol oynuyor mu? Kesinlikle hayır. Devamlı Futbol Federasyonu ve hakemleri hedef gösteriyorlar. Federasyon desen, zaten bir ayağı çukurda. Ölüm kalım mücadelesi veriyor. Giderayak da bazı şeyler yapmaya kalkıyorlar. O da tamam.

    Hakemler bazen iyi, zaman zaman da çok kötü maçlar yönetiyorlar. O da tamam. Ama bütün bunlar, bu iki takımın futbolcularının, bırakın kötü oynamalarını, koşmalarını engelliyor mu? Hayır. Ne Beşiktaş takımının fizik gücü var, ne de Fenerbahçe’nin. Fizik gücü olmayan bir takım teknik kapasitesini sahada gösterebilir mi? Hayır.

    Peki şimdi soruyorum, iki takımın yönetimi veya seyircisi teknik direktöründen memnun mu? Bence hayır. O zaman niye en kolay yolu seçiyorsunuz? Hep karşı tarafı suçluyorsunuz. Kendinizi neden eleştirmiyorsunuz?

    Avrupa’da yokuz

    İki takımımız da Avrupa’da yoklar. Ön turlarda elendiler. Şimdi gündem değiştirip, Türkiye Ligi ve kupasından bahsediyorlar. Ama bu yöneticileri dikkatle izleyin, lig bittikten sonra önümüzdeki sene Avrupa’da final oynamaktan bahsederler. Kulüplerini Arsenal, Manchester United, Barcelona yapmaktan bahsederler. Çünkü önlerinde Türkiye Kupası ve ligine dönecek 8 ayları daha olacak. Yani Türk insanını aldatacakları çok zaman olacak.

    İki takımın yöneticileri son üç yılda güya flaş transferler yaptılar. Aldıklarını sattıklarını, tazminatını ödediklerini üst üste koysak, ne çıkar. Felaket ve rezalet bir bilanço çıkar. Yani zarar ziyan. Bütün bunları kimler yapmış?

    Aynı yöneticiler. Bakın bazılarına, hala utanmadan sıkılmadan televizyonlara çıkıp konuşurlar, gazetelere demeç verirler. Nasılsa hesap soran yok. Bir tek soracak çıkabilir o da Allah. Zamanı gelince sorar.

    Şamar oğlanı MHK

    BİR hakem yoruma açıksa penaltıyı vermeyebilir. Göstere göstere yapılmamışsa yoruma açıktır. Hatta yoruma açık ise sarı kartı da vermeyebilir. Ama futbolda öyle pozisyonlar var ki, bunların yorumu filan yoktur.

    İki hafta evvel Lugano’nun yaptığı penaltı. Bariz gol şansı olduğu için es geçilen bir kırmızı var. Aynı şekilde Baki’nin rakibine yaptığı net sarılık bir hareket var. Yani ikinci sarıdan kırmızı görmeli. Bunları uygulamayan hakemlerin, çok açık söylüyorum. Futbolda yeri yoktur.

    Çünkü bu pozisyonların yorumla uzaktan yakından alakası yok. Yürekle direkt bağlantısı var. Günümüz futbolunda bir takım eksilirse, rakip büyük avantaj sağlıyor. İşte size en iyi örnek son maçtaki İliç. Atıldı, takımı çöktü. Ama daha da ilginç bir durum var. Bunları yapan hakemler de aynen futbolcular gibi yollarına devam ediyor.

    Sakın birileri çıkıp da ne var yani, onların hata yapmaya hakkı yok mu? demesin. Bu pozisyonlarda hakemlerin hata yapma şansı yoktur arkadaşlar. Koşuyorsun, yürüyorsun, karar vermek için önünde uzunca bir süren var. Sonra da kartını gösteriyor veya göstermiyorsun.

    Futbolcunun öyle bir şansı yok. Vurursun gol olur, ayağını kaldırırsın altından seker gol olur. Futbolcunun düşünme ile muhakeme etme şansı hakeme göre sınırlı ve dardır.

    Paspas yaparlar

    Daha da ilginç bir olay var. Madem bir takım, rakibinin ve kendisinin maçını yönetecek hakemi daha açıklanmadan öğrenmiş. Yani MHK ile oynuyorlar. Ey MHK o zaman sen de onlarla oynamaya başla. Sağ gösterip soldan git.

    Veya sol gösterip zıpla. Ama sakın yere yatma. Paspas gibi yaparlar seni. Şamar oğlanı olursun. Son haftada olduğu gibi.

    Bu ne perhiz Çulcu

    MANİSA’da bir olaylı maç oldu. Hakem alemi bir anda erkekleşti. Astılar, kestiler. Olaya karışanlara da büyük cezalar geldi. Sevgili okuyucular... Türkiye’de bütün maçların böyle olması gerekir değil mi? Bütün olayların böyle cezalandırılması gerekir değil mi? Bunun cevabı sizce de evet, bence de evet. Ama genele baktığınızda hayır.

    Saldıran saldırana

    Geçtiğimiz hafta sonu oynanan Arsinspor-Boluspor maçında bir taraftar sahaya girerek yan hakeme saldırıyor. Yardımcı hakem fiili hareketlere maruz kalıyor. Maç yarıda kalıyor mu? Hayır. Peki sonuç ne?

    O zaman neden Manisa maçı yarıda kalıyor. Veya neden Arsin-Bolu karşılaşması devam ediyor.

    Manisa’da fiili harakete maruz kalan Cüneyt Çakır’a, Mustafa Çulcu, "Aferin Cüneyt iyi ki maçı yarıda bıraktın. Aslanım" diyor. Arsin-Bolu maçında da aynı Mustafa Çulcu fiili harakete maruz kalan hakeme de muhakkak, "Aferim aslanım, dayak yemene rağmen aslanlar gibi maçı bitirdin. Maçı salimen bitirdin" demiştir.
  • #2

    Nihat ÖZDEMİR bombaladı...

    Fenerbahçe Kulübü Başkan Vekili Nihat Özdemir, Futbol Federasyonu, MHK ve Beşiktaş hakkında zehir zemberek açıklamalar yaptı: "Şampiyonluğumuz alınırsa, bunu kim telafi eder?"


    Fenerbahçe Kulübü Yönetim Kurulu Olağan Toplantısı'ndan sonra asbaşkan Ali Koç'la basın mensuplarının karşısına çıkan Nihat Özdemir, çifte standart yapıldığını ileri sürerek, Vedat Yüksel ve Aytekin Durmaz'ın hakemlik müessesesi ile ilişiğinin kesilmesini istedi.

    Özdemir, kulübün 100. yılında, sezon başında hedeflenen sportif başarılara ulaşmak amacıyla her türlü yatırımın yapıldığını ve yarışılan tüm branşlarda iddialı ve kaliteli sporcu ve teknik adamlarla kadrolar oluşturulduğunu belirterek şunları söyledi:

    “Kulübümüz, futbolda da sezon başında ortaya koyduğu hedeflerine ulaşmak için rakipleriyle sahada her türlü mücadeleyi vermekte ve döktüğü alın teriyle, hedeflediği şampiyonluğa ulaşacağına inanmaktadır, ancak sezon başında beri futbolu düzenleyen üst kuruluş olan Futbol Federasyonu'nun adil olmayan uygulamaları hususunda kamuoyunun dikkatini çekmiştik. Geçen hafta ortalarından itibaren yaşadığımız ve bugün gazetelerde yer alan haberlere konu olan süreç son derece vahimdir.”


    "FÜTURSUZ VE CESARET GEREKTİREN UYGULAMALAR"


    Hafta içinden itibaren bilinen ve kendileri tarafından en yüksek yetkili mercilere iletilen sürecin, hafta sonunda oynanan maçlarda yaşananlarla bire bir gerçekleştiğini ifade eden Özdemir, şöyle devam etti:

    “Bu denli fütursuz ve cesaret gerektiren uygulamalar, bizim infialimizin boyutunu aşmış ve futbol ailesinin diğer bireyleri tarafından dahi işaret edilmek zorunda kalınmıştır. Galatasaray Kulübü yöneticisi Fatih Gökşen'in açık bir şekilde ifade ettiği gibi, yine Çaykur Rizespor Kulübü Başkanı Sayın Ekrem Cengiz'in maç sonrası isyanını dile getirdiği açıklamaları son derece dikkatle incelenmeli ve irdelenmelidir. Lig TV'de yayınlanan Maraton programının yorumcusu Erman Toroğlu tarafından dün akşam Beşiktaş-Çayykur Rizespor maçıyla ilgili yapılan yorum da konunun hangi boyuta geldiğinin anlaşılması açısından son derece önemlidir.

    Sayın Yıldırım Demirören ve Sayın Levent Erdoğan, yaklaşık 3 haftadan beri, ısrarla kendilerinin şampiyon olacaklarını söylemektedir. Sayın Demirören'in bu açıklamaları yaptığı tarihe, onun öncesinde görüşme ve temaslarına bakacak olursak, bu mesajların masumane motivasyon mesajları olmadığı açıkça görülebilmektedir ve Sayın Demirören de verdiği mesajların arkasındaki sonuçlardan son derece emin olduğunu kamuya açık yerlerde, basına dahi yansıyan rahat ve kontrolsüz davranışlar ile de teyit etmektedir. Bu güvenin verdiği rahatlıkla Sayın Demirören, bir öğle yemeğinde Futbol Federasyonu tarafından bir gün sonra açıklanacak olan maç saati ve yerine ilişkin değişikliği, kendi takımının maçının ve bizim maçımızın hakemlerini rahatlıkla söyleyebilmektedir.”

    Nihat Özdemir, kendilerini asıl dehşete düşüren konunun, Demirören'in yaptığı açıklamalar ve ağzından kaçırdıkları olmadığını, kendilerine ulaşan duyumlar üzerine MHK Başkanı Mustafa Çulcu'yu bilgilendirmelerine rağmen, hafta sonunda oynanan maçlarda, kendilerine gelen duyumların harfiyen gerçekleştiğini görmek olduğunu söyledi.

    Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu noktada, MHK Başkanı Sayın Çulcu, söz konusu maçlar öncesinde telefonda, bize garanti vermek yerine gereğini yapıp, fütursuzca gerçekleşen illegaliteye dur demeli ve gereğini yapmalıydı. Maçtan sonra yöneticilerimizi arayarak, 'Gereğini yapacağım' demesinin, bugün kimseye bir faydası olmayacağı ortadadır.

    Eğer Sayın Çulcu, birtakım yanlışları görebilmiş ise bugün çıkıp, yaşanan süreci ve bundan sonrası için alacağı önlemleri kamuoyuyla paylaşmalıdır.”


    "TESADÜF DEĞİL"


    Nihat Özdemir, 36 maça yayılan takım istatistikleri incelendiğinde, Türkiye'nin en çok gol pozisyonuna giren, gol atan Fenerbahçe'nin bir kez bile penaltı kullanmamış olmasının, futbolcularına çıkan kartlar ve ardından gelen cezaların, rakiplerine çıkmayan kartların, rakiplerinin kullandığı penaltı sayısı gibi istatistik değerlerin tesadüf olmadığı ve bahsedilen sürecin bir sonucu olduğu düşüncesini sağlamlaştırdığını öne sürdü.

    Özdemir, “Anlaşılıyor ki, geçen sezon Denizlispor maçıyla sonuçlanan süreç, bu sezon yeniden farklı bir kurguyla bir kez daha sahnelenmektedir” dedi.

    Nihat Özdemir, şöyle konuştu:

    “Sezon ortasında kuralların keyfi bir şekilde değiştirilmesi suretiyle lig yarışına yapılan müdahale, futbola özgü yargı organlarının adil olmayan kararları, takımdan takıma değişen uygulamalar, bir kısım Futbol Federasyonu yönetim kurulu üyelerinin kişisel meselelerini görevlerinin önüne geçirmiş olması, tuhaf hakem atamalarına ve atanan hakemlerin şampiyonluk ve küme düşmeye tesir eden nitelikte kararlar vermesine kadar varabilmiştir.

    Hiç şüphe yok ki, bu tür dünyada eşi benzeri görülmemiş, duyulmamış uygulamalar, futbolu yöneten kurumlara, kurumları yönetenlere ve futbol ailesinin tüm bireylerine karşı genel bir güvensizlik yaratmakta ve bu güvensizlik ortamı sonucunda Türk futbolu zarar görmektedir. Futbol Federasyonu ve denetim gözetim yetkisine haiz tüm kuruluşlar, yaşanan bu gayri ahlaki ve hukuki uygulamaların üzerine derhal gitmeli, sektörü zan altında bırakan tüm çürük elmalar, sektörden temizlenmelidir.”


    İSTEKLER


    Nihat Özdemir, açıklamasında, kulüp olarak isteklerini de şöyle sıraladı:

    -Bu bağlamda, Futbol Federasyonu, kritik takvimi de dikkate alarak, derhal kalan 7 haftanın maç, tarih, saat ve yerlerini belirlemeli,

    -Şampiyonluk yarışında olan veya küme düşme hattında bulunan takımların müsabakalarını aynı anda başlatmalıdır,

    -MHK derhal harekete geçerek, üzerlerinde genel bir şüphe oluşan Vedat YÜksel ve Aytekin Durmaz'ın, hakemlik müessesesi ile ilişiğini kesmeli ve bu suretle ligin geri kalan bölümünde görev alacak hakemlere, uygun duruş konusunda mesaj vermelidir,

    -Bundan sonra da bu şekilde ortaya çıkacak her türlü şüpheli durumun üzerine gidilmeli, sorumluları tespit edilerek futbol sektörü dışına itilmelidir. Ancak bu şekilde doğru ve yanlış kesin çizgiler ile ayrılabilir ve hiç kimse kurallar dışına çıkmaya cesaret edemez.

    Nihat Özdemir, her türlü zorluk ve engellere rağmen futbol takımının, kulübün 100. yılında lig ve kupa şampiyonluğuna ulaşacağını taraftarın da bilmesini isterken, “Taraftarımız, gerek stadımızda, gerekse deplasman mücadelelerimizde takımını sonuna kadar desteklemeli, tahrik ve provokasyonlara sportif dezavantaja dönüşecek hareketlerden kaçınmalıdır” diyerek, mesaj gönderdi.


    SORU-CEVAP


    Nihat Özdemir, açıklamalarından sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Bir gazetecinin, “Lig bu hakemlerle devam edecek. Kura sistemi veya torba gibi bir öneriniz var mı?” sorusu üzerine Özdemir, “Futbol Federasyonu sezon başından itibaren hakemlerin nasıl tayin edileceğinin kurallarını maalesef ortaya koymuştur. Biz her zaman adil ve eşit düzenin yanındayız. Hakem müessesesini de adaletli davranmaya, her takıma eşit mesafede durmaya davet ediyoruz” dedi.

    Nihat Özdemir, asbaşkan Ali Koç'un daha önceki yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine de “Sayın Ali Koç'un açıklamaları, bugünkü yaşanan olayların bir ispatıdır, bir göstergesidir. Bizim, taraftarımızın, oyuncularımızın, teknik kadromuzun dikkatli olması yönünde bir açıklaması olmuştu” diye konuştu.

    Özdemir, “Endişelerinizden bahsediyorsunuz, bunlar düzelmezse Fenerbahçe olarak ne gibi bir yola başvuracaksınız?” sorusunu da şöyle yanıtladı:

    “Bizim yapacağımız tek olay, Fenerbahçe yönetimi olarak takımımıza sahip çıkmak, teknik kadromuzu motive etmek ve bundan sonraki maçları alarak şampiyonluğa ulaşmaktır. Herhangi bir şekilde haksızlığa uğradığımız zaman oturup konuşacağız. Yönetim olarak, bunu spor kamuoyuna açıklayacağız.”

    Bir gazetecinin, “Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy ile Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım arasında herhangi bir diyalog kurulması söz konusu olabilir mi?” sorusuna karşılık Özdemir, “Bizim herhangi bir diyaloğa ihtiyacımız yok, gereği de yok. Biz, sadece adil yönetim, Futbol Federasyonu'nun Türkiye liglerinde eşit mesafede olmasını istiyoruz” dedi.

    Yorum yap

    • #3

      iki kulüp yöneticileride saçma sapan konuşuyolar. Biriside çıkıp benim takımım çatır çatır futbol oynayacak önüne geleni yenecek ve şampiyon olacak diyemiyor. anca böyle ona çamur buna çamur. yazık.

      saygılar

      Yorum yap

      • #4

        bütün kulüpler aynı şeyi istiyor fakat kimse bunun için işi kolaylaştırcak birşey yapmıyor...Sn. Nihat ÖZDEMİR in açıklamalarında şampiyonluk elimizden alınırsa diyor o zaman daha sıkı tutacaksınız şampiyonluğu Uğur BORAL Mehmet TOPUZ dan daha fazla mücadele etseydi.Lugano ve Edu kademeye girseydi 3 puan alıp zor viraj geçilmiş olacaktı.Beşiktaş maçındaki penaltıyı efendim Sn.TOROĞLU şampiyonlar liginde verseler adama değil maç futbol yüzü göstermezlermiş L.Michel in MİLAN-B.Münih maçındaki kararını tüm dünya gördü desek yeridir fakat ne hikmetse ülkemizde çok yakın zamanda olmasına rağmen göremeynler var o hakem göeceksiniz ki yine uluslararası birçok müsabaka da önemli bir hakem olarak yine atanacak.Fakat bizim hakemlerimiz o arenada boy gösteremeyecek çünkü bu ülkede isen bir maçta adamı bitirirler örnekleri mevcut...

        Yorum yap

        Hazırlanıyor...
        X